Bir süredir spor gazeteciliği adına yayın yapıyoruz bu kentte.. Saha içini de yazdık dilimiz döndüğünce, saha dışında da tespitlerde bulunduk. Bu dönemde elde ettiğim en kötü sonuç neydi biliyor musunuz ? Kimsenin kimseyi sevmediğini anlamış olmaktı, spor camiasında ve basınında.. Yani rekabeti sevgisiz ve acımasız yapanların tam ortasındaydık..
Her zaman kurumsallaşmasından yana olduğumuzu ve dilimiz döndüğünce bunun nasıl olması gerektiğini anlatmaya çalıştık.. Mersin İdman Yurdu’nun bir arpa boyu yol katedemediğini görmek bizi en fazla üzen şey oldu bu dönemde. Bu kadar başarılı işadamlarının bir araya geldiği bir alanda dağın fare doğurduğuna şahit olduk
*********************
Kendilerine alt kategorilerden bu yana hizmet eden bir avuç YEREL spor gazetecisinin kurumsal taleplerini göz ardı edip, maalesef yönünü ULUSAL spor medyasına dönerek popülizm yapanların diyarı olmuş Mersin İdman Yurdu…
Açıkçası haksızlığa uğradığımızı düşünüyoruz..
Neden mi ?
Bakın neler yapmışız …
Süper lige çıkma mücadelesinin verildiği o sezon Orduspor ve Giresunpor’a dönemin Spor Bakanı Faruk Nafiz Özak tarafından çıkarılan maddi desteğin ardından yaptığımız bir haber ile Bakan Zafer Çağlayan’ın Mersin İdman Yurdu’na 600 milyar ödenek çıkarmasını sağladık.. ”HAREKETE GEÇ BAŞKAN” dedik..
Büyükşehir Belediyesinin haczi nedeniyle lisans çıkaramayacak durumda olan Mersin İdman Yurdu’nun sesi ve çığlığı olduk tek başımıza.. Manşetimiz “SKANDAL”’dı..
Toroslar Belediyesine ait bir arazinin Mersin İdman Yurdu’na kazandırılması konusunu gündeme taşıdık. Meclis toplantısına kadar takip ettik, baskı unsuru oluşturduk. Ve hiçbir yöneticinin olmadığı ama en büyük hayali tesis olan Hacı Bayram Birinci’nin yer aldığı meclis komisyonlarında sadece biz vardık. . Karar çıktı, havalara uçtuk. Daha sonra yöneticiler beğenmediler tesis alanını, onlar da Kuzey Mersin sevdalısı çıktılar , bakın hala sürünüyorlar… Dozerleri alıp girme derdindeler..
Başkan Ali Kahramanlı, yalnızları oynarken, isyan ederken , koluna girdik .. “ Sesin sesimiz olsun. Hiçbir beklentimiz yok.. Konuş,..Olanı biteni anlat. Kamuoyu ne olup bittiğini bilsin“ dedik. Ne için di? Herkes elini cebine atsın, kulüp nefes alsın diyeydi. Ama Başkan bizden neredeyse kombine satmamızı bekledi. Akıldanelerinin de etksiyle bizi anlamadı ve yorumlayamadı… Cidden üzüldük.
Nurullah Sağlam’ı son dönemlere kadar hiç incitmedik. Emeğine, ismine ve kariyerine saygı gösterdik. Ama geçen sezon işler kötüye gittiğinde biz onu değil, o bizi terk etti. Her gittiği şehirde yerel basınla iyi iletişim kurduğunu söyleyen Sağlam da tıpkı yöneticilerine benzedi. Sağlam’ın en büyük hatası bizleri de yöneticileri gibi amatör sanmasıydı. .. Ama yanıldı !.
Devam ediyoruz !..
İki sezon boyunca içine tek bir reklam almadan ve kimsenin desteğine ihtiyaç duymadan her hafta binlerce gazete dağıttık stadyumda ..Sırf armaya hizmet olsun diye… Motivasyona katkı sağlayalım diye.. Bir teşekkür dahi görmedik karşılığında..Kapımız çalınmadı.. Çay ocakta kaldı, kahve cezvede. Dert etmedik..
Herşeyi bir tarafa bırakın ve aşağıda yazdıklarımızı okuyun dilerseniz !.
Şampiyonluğa giden yolda yaşanan, üzerinde durmadığımız ve inanmak istemediğimiz bir takım olumsuz gelişmeleri 30 yıllık süper lig özlemimiz hayal kırıklığı ile sonuçlanmasın diye sütunlarımıza taşımadık. Bunu şimdilerde bizi tu-kaka ilan edenler çok iyi biliyor. Sadece dönem ve şartlar gereği duyarlı ve özverili davrandık. Anlayacağınız, “ Önce Mersin İdman Yurdu” dedik.
Şu bilinmelidir ki ; muhalefetimiz ne art niyetli ne de menfaat üzerine.. Bu kulübün geleceğinin temellerine atılmış bir harçtan ibaret. Bu dünde böyleydi, bugünde böyle, yarın da böyle olmaya devam edecek. ..
**************************
Evet… Gelinen noktada tablo şu !
Takım 7 haftada 4 puan çekmiş, galibiyeti yok, 17. sırada.. Kötü günler geçiriyor. Peki B Planı.. Yine birlik ve beraberlik … Zor durumlarda kapısını çaldığımız ve 1 puan kaybında bile yok olacak bir plan..
Bu dönemde haberlerimizden oldukça rahatsız olanlar var...
Ve birlik ve beraberliği zedelediğimizi düşünenler..
Kimler mi ?
Defalarca “siz bu kulübün parçasısınız” deyip te bize “zurnanın son deliği” muamelesi yapanlar...
Meslektaşlarımız arasında çifte standart yaparak aramızdaki rekabeti sevgisiz hale getirenler.
“Siz bizim sesimizsin” deyip te, hazırlık kamplarına ve deplasmanlara “ Bizim bir parçamızsınız.. Gelin sizi de götürelim” deme zahmetinde bulunmayanlar. .. Yani bizi masraf ve angarya görenler..
İki sezondur , spor gazetecisi olarak bizlere bir futbolcunun imza törenini bile görüntülemeyi reva görenler….
Transferleri resmi bilgi yerine tweet atanlar..
Kulübün kurumsal ve sportif hiçbir faaliyetini bize ulaştırmayanlar…
Ve elbirliği ile yaratılan bu ortamın gazına gelenler..
***************************
Bunca yaşanan şey ortada...
Kulübe katkımız ve karşılığında gördüğümüz muamele ortada.
Şimdi, soruyoruz Allah aşkına !.
Bu kadar iyi niyetimize ve mesleki duruşumuza rağmen bizim hakkımızda doğru karar veremiyorsanız, kulübün menfaatleri hakkında doğru karar veremeyeceğinizi düşünmemiz sizce doğal değil mi ?
Kusura bakmayın ama, bizim birlik ve beraberlik anlayışımızda, bize dış kapının mandalı muamelesi yapan ve ihtiyacı olduğunda bizi hatırlayanlara yer yok ve olmayacak..
Ama sizin birlik ve beraberlik anlayışınızı anlatmaya gerek yok..
Bakın puan tablosuna !. ..
Herşey ortada…
4 BERABERLİK
