Nurullah Sağlam galip geldiği bir maça denk gelince bastı kalayı… Ligde zor günler yaşadığı için boynu bükük olan Hoca, kupa maçını alınca eski defterleri masaya yatırdı. Geçtiğimiz sezonun kadrosunu koruyamadıklarını, o kadronun üstüne takviye yapmaları ve öyle yola devam etmeleri gerektiğini savundu. Düşündüğü yapının birileri tarafından yıkıldığını da açıkça ima etti.
Aslında bu cümlelerin temeli, geçtiğimiz sezon Vali, Belediye Başkanı ve Garnizon komutanın olduğu toplantıda gerçekleşen futbolcu eyleminde atılmıştı. Bu eylemi yaratan sebepler ve eylemden sonra yaşanan huzursuzluklar bazı futbolcuların takımdan gönderilmesine ya da ayrılmasına sebep olmuştu. “Gelen gideni aratır” misali yaşanan yarım sezonda , hoca bir türlü elindeki futbolcuları bir takım haline getiremedi. Aklı geçtiğimiz sezonda kalmıştı. Ve tam da kendini güçlü hissettiği anda bu açıklamayı yaptı.
Ve ipler gerildi.
Yönetimden doğal olarak hiçbir resmi açıklama gelmedi. Bundan önceki son resmi açıklamanın da tarihini hatırlayan yok zaten. Bu konuda maalesef inanılmaz bir zaafiyet var kulüpte.Neyseki en azından bu açığı kapatan biri var onların arasında, gayri resmi olsada.. Ayhan Erdem.. Gecenin bir yarısında bizi ve dikkatimizi ayakta tutan insan.. Bakın neler diyor Erdem.’ Medya üzerinden bu konu tartışılmaz. Yeri yönetimdir. Transferleri kimin yaptığını herkes biliyor. Herkes de birbirini biliyor” Ardından patlatıyor; “ Ben iki yıldır ne transferlerle ne de mali konularla ilgiliyim”. Yani benim bu işle ilgim yok demeye getiriyor.. Erdem’in hedef aldığı kişi ya da kişilerin transfer komitesi olduğu anlaşılıyor. Burada bir eleştiri var, besbelli.
Devam ediyor Erdem.. “Takım 2 galibiyet 6 beraberlik 7 mağlubiyet almış kimse eleştirmiyor.. Eleştiri yapmayan iyi niyetli değildir” diyor. Erdem çok sağlam bir özeleştiri yapmış.Tebrik ederim. Fakat yanlışı şurda Erdem’in. Okuyucusu olduğu ya da takip ettiği yayın organları yanıltmış olabilir kendisini. Yaklaşık 3 aydır bu takımın düşeceği durumu, bu şekilde yürümeyeceğini, yanlışların olduğunu dilimiz döndüğünce yazdık, çizdik. Ne varki sayın Erdem’in eksenine bir türlü girememişiz. Bence bu kadar yürekli özeleştri yapabilen Erdem, medya portföyünü de biraz genişletmeli bence.
Tabi herkes onun gibi düşünmüyor. Mesela Başkan Ali Kahramanlı. Bilgi almak için kendisi ile görüştüğümde ilk sözü negatif yaklaşımlarımızdan rahatsız olduğunu söylemek oldu. Üzüldüm açıkçası.. Halbuki Erdem’in dediği gibi biz kendisinin nezdinde kulübümüze eleştirilerimizle yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ama bu durum açıkçası zoruna gidiyor Başkan’ın. Çünkü rahat değil ve yapılan yanlış işler var. Kimse yapılan yanlış ve kötü şeylerin yüzüne vurulmasını sevmez. Onun psikolojisini anlıyorum ama “Padişahım çok yaşa” demeyi de bizim ne psikolojimiz ne de karekterimiz kaldırır. Bizim bakış açımızı düzeltmek yerine, gidişatı düzeltmek bence kulübün geleceği için daha büyük anlam taşıyacaktır. Zaten olması gereken de budur.
“Basın olarak bize hiç yardımcı olmuyorsunuz, birlik beraberliğimize katkı sağlayın” diyen Sayın Başkan’ın yardım anlayışını da merak ediyorum açıkçası. Bazı şeyleri görmezden gelerek kendisine yardımcı olanlar varsa bilmem ama bu bizim tarzımız değil. Ne bir resmi toplantı, ne bir transfer imzası, ne bir deplasman gördüğümüz koca bir sezonda, en son birlik beraberlikten söz edecek kişilersiniz…
Kıssadan hisse;
Herkes işini doğru yaparsa, birlik ve beraberlik işte tam orada başlar..