Her yeni yıl, tazelenen umutların, çoğalan sevgilerin habercisidir derler. Bizler de hep bu umutla her gelen yeni yılı güzel karşılar, giden yıla da acısıyla, tatlısıyla, iyisiyle, kötüsüyle geçti diye bakarız…
Her yıl aynı şeyi yaparız ve hiç akıllanmayız!
Ha birde şöyle bir algı vardır: Yeni yıla nasıl girerseniz o yıl hep öyle geçermiş!
Bunları üst üste koyduğumuzda Mersin İdman Yurdu’nu nasıl bir yıl bekliyor anlamak zor değil. Yeni yıla girerken ve yeni yılın ilk günlerinde yapılan transferlere bakıldığında, geçen yıl yapılan transferlerde imzası olanların yeni yılda da transfer komitesinde olduğunu görüyoruz. Yine altyapıya sıcak bakılmıyor. Yine kurumsallaşmak adına bir arpa boy yol alınamadı.
Yani Mersin İdman Yurdu’nu yeni bir zor yıl bekliyor. Zoru kolay yapmak tabiî ki yönetimin işi ama ortada yönetim yok; zaten olmadığını şu an yönetimin içinde olanlar da söylüyor! Çünkü bir çok yöneticinin sadece cismi var, maddi, manevi hiçbir katkıları yok.
Yük sadece Ali Kahramanlı’da; o da işi bilmediği ve bir takım baskılar sonucu hala görevinde kaldığı ve futbolu sevmediği için başarılı bir başkan olamıyor!
Tabi siz başarıyı alt ligden alıp üst lige çıkarmak olarak görürseniz en başarılı başkan olur. Ama uzun vadeli bakılacak olursa 88 yıllık kulübün nasıl yerinde saydığı, hiç gelişme göstermediği, her gelenin kullandığı net bir şekilde görülür.
Birçok taraftar gibi birkaç yönetici de şu an ki kulüp binasının yerini bilmiyor! Bilmediği için toplantı kaçıran yöneticilerin olduğu söyleniyor. Tabi yöneticiler 6 ayda bir araba değiştirdiği için hızlarını alamayarak kulübün yerini de sürekli değiştiriyorlar! Borç zaten başını almış gitmiş… Tesisleşmek yalan olmuş, kalıcı gelir zaten yok.
Evet bunlar daha önce de yoktu diyebilirsiniz. Ben de soruyorum o zaman başarı nerede? Futbola geçici bir süre ara verildi, bu defa transferler gündemde spor basını sus pus içinde herkes transfer yapılsın ondan sonra yazalım derdinde… Yanlışı gösteren yok, hataları söyleyen yok! Gerçi bu memlekette doğruları söylediğinde ya düşman oluyorsun ya da vatan haini!
Olsun, ben bildiğim yolda gideceğim!
Ve lafı dolaştırmadan söyleyeceğim: Ligin dibindeki takım oradan kurtulmak istiyorsa hazır oyuncu alacak, gelip takıma katkı sunacak, savaşacak oyuncu alacak! Peki şuana kadar gelenlerin kaçı savaşçı ve kaçı seni düştüğün yerden kaldıracak yeteneğe ve enerjiye sahip. Can mı, Mitroviç mi, Orkun mu, Burhan mı? Bu oyuncular içinde Burhan bir adım öne çıkıyor hepsi bu. Bu oyuncularla evet imkansız değil ama çok zor ligde tutunmamız.
Ali Kahramanlı’nın iyi düşünmesi gerekiyor 7-8 milyon gibi bir rakam harcarsa ve kaliteli oyuncular alırsa ligde kalır! Yok harcamaz ve bonservisi elinde olan, kulübü ile sorunlu oyuncuları almaya devam ederse düşer! Bu defa çıkmak için en az 25-30 milyon lira harcamak zorunda kalır.
Başkan her imza töreninde yakınır: Kent destek olmuyor, kimse yardım etmiyor, yalnız bırakılıyoruz!
Peki başkan sordun mu kendine neden böyle diye. Şimdi sesli düşünüyorum acaba partizanlık yapıyor olabilir misin? Nobre ve Culio gibi oyuncuların imza törenlerine Bakanların katılıyor olması bazı kesimleri kulüpten uzaklaştırmış olabilir mi? Sürekli ön planda olmak isteyişin birçok kişiyi kulüpten uzaklaştırıyor olabilir mi? (Örneğin takım otobüsün üzerine resminizi koymanız gibi) Bilet politikanız yanlış olabilir mi? Taraftara bakış açınız olabilir mi? Yönetim kurulunu oluştururken desteklediğiniz partiye yakın isimleri seçmeniz olabilir m? Liste böyle uzar gider.
Bugün yalnızsanız, sıkıntılar su yüzene çıkıyorsa bu geçmişte yapılan hatalarınızdan kaynaklanıyor. Acı olan bu hatalardan ders alınmaması. O halde herkes sonucuna katlanacak Ama en çok zararı Mersin İdman Yurdu görecek.
Ali Kahramanlı başarılı diyorsanız, Mersin İdman Yurdu’nun şuan ki durumundan memnunsanız…
Yeni yıl size güzel!