Nurullah Sağlam’a 16 hafta tahammül eden yöneticiler sanırım sahaya konan oyundan sonra ne halt işlediklerini anlamışlardır. Takımın oyun anlayışında hissedilen bu değişim, “Al gülüm ver gülüm” oyun sistemine ve çevresi  futbol alimleriyle dolu  yönetime ciddi bir göndermedir.

Bize geriye artık bakmayalım, yüzümüzü geleceğe dönelim diyorlar ya arkadaşlar !...Tamam da  hangi birimiz hayıflanmıyor Allahaşkına, bu futbolu gördükten sonra… 60 dakika da olsa agresif, alan daraltan ve dikine oynayan bir takım olmayı o kadar özlemişiz ki anlatamam..

Bir çoğumuz Orduspor’un kötü oynadığını ve sahaya istediği oyunu yansıtamadığını düşünebilir. Ama bunda Mersinli oyuncuların büyük payı olduğunu da söylemeliyiz. Hatlar arasındaki bağlantıları iyi kuran, Nduka ve Burhan üzerinden kanat akınları yaratan bir takım vardı sahada. Culio geldiğinden bu yana en karakterli futbolunu sahaya koydu bence. Diğerleri de görevini yaptılar nefesleri yettiğince.

3 puan ile ilgili hesabın bozulması ise bu kadronun oyun sonuna kadar sahada kalmasından kaynaklandı. Orta alanın hücum güçleri hem ofansif hem de defansif anlamda mücadele etmeye kakışınca enerjileri sadece 60 dakikaya yayılabildi. Buna rağmen Giray Bulak şaşırtıcı bir şekilde oyunun sonlarına kadar oyuncu değişikliğine gitmedi. İkinci yarıda Mehmet Yıldız ilerde top saklama ve mücadeleyi 90 dakikaya yaymak için ideal bir değişim olabilirdi ama hocası onu da diğerleri gibi  hazır bulmadığı için oyuna dahil etmedi. Her şeyi bir tarafa bırakın; Hafta içi yeterince antrenmana katılmayan ve hatta takımdan ayrıldı denilen Hakan Bayraktar’ın ilk 11 de sahaya çıkması, kadro açısından yaşanan sıkıntının ve çaresizliğin en önemli göstergesiydi. Varın gerisini siz düşünün !..

Takımın pozitif unsurlarından biri de defansın ortaya koyduğu mücadeleydi. Göreve geldiğinden bu yana  ilk kez 2 stoperi bir arada gören Giray Bulak, bu bölgeyi aynı dili konuşan iki oyuncuya emanet etti.  Çok sık sakatlanan ve benim “Kumdan Kale” dediğim  Stepanov geldiğinden bu yana ilk defa sıfıra yakın hatayla oynadı. Kaleci David Bicık ilk maçı olmasına rağmen refleksleri ve dikkati ile maça ne kadar konsantre olduğunu gösterdi.

Son yarım saatlik dilimdeki düşüş, oyuncular maç kondisyonu kazandıkça yerini daha dirençli bir yapıya terk edecektir diye düşünüyorum.. Ozan İpek ve Gosso’nun da takıma dahil olmasıyla takımın hücumsal kurgusu daha kreatif ve zengin bir yapıya bürünecek.  Bence önemli transferler yapıldı ve eksik kadro yapısına rağmen Ordu’da ortaya konan oyun ilerleyen haftalar için umut verdi. Ligin sonunda her sonuca hazır olmalıyız ama görünen o ki bu takım ilk yarıdaki takımdan çok farklı.. Yani en azından teslim bayrağı çekeceğine, çarpışa çarpışa ölmeyi yeğleyecek bir kadroya sahip artık Mersin İdman Yurdu.

Son lafım yöneticilere..

Yine köşe bucak kaçırıyorlar transferlerini bizden, cüzamlıyız ya...

Birilerine haber uçurmaya devam.

Çifte standarda devam.

Ötekileştirmeye devam.

Ellerine ne geçecek acaba ?

Başınız göğe erecekse..

Durmak yok yola devam !...