Geldiği günden bu yana hep ‘ben verdim’ edebiyatı yaptı..
Gecesini gündüzüne kattığını iddia edip, işini gücünü bırakıp Mersin İdmanyurdu için koşturduğunu söyledi..
Ailesine zaman ayırmadı, kulüp için günlerini feda etti..
Hep cebinden harcayarak takımı için servet harcadı..
Başkan Ali Kahramanlı’nın söylemlerine bakacak olursanız, Mersin İdmanyurdu Başkan’dan çok şey alıp götürdü..
Peki ya Başkana getirisi ne oldu?
Hiç düşündünüz mü?
Şuan kulüp borç batağında..
Başkana olan borç 20 milyon TL’den fazla..
Yani bu demek oluyor ki Başkan bu takıma 20 milyon TL’den fazla para vermiş..
Cebinden harcamış!..
O zaman gelin bir geçmişe nostalji yapalım..
Başkan Ali Kahramanlı’yı mercek altına alalım..
Ali Kahramanlı Mersin İdmanyurdu’na başkan olmadan önce filosuna baktığınızda 20 tırı geçmeyecek araç potansiyeline sahipti..
Bugün gelinen noktada ise ben sayamadım..
Bilen varsa çıksın söylesin Allah aşkına..
Bankalardan kredi bile çekemediği iddia edilirken, çatır çatır ‘Devlet Kredileri’ ile gücüne güç kattı..
O da parti aşkına..
Şimdi çıkıp da kulübe kendi cebimden harcadım naraları atıyor..
‘Ben çıkardım, ben düşürürüm’ demeye getiriyor..
Ama yanlış yapıyor..
O zaman şimdi çıkıp demezler mi adama;
‘Mersin İdmanyurdu’na başkan olmadan önce sıradan bir iş adamı iken, bugün bir kulübe 20 milyon TL para nasıl harcayabiliyorsun?’ diye..
O zaman sorgulamazlar mı adamı;
‘Bu değirmenin suyu nereden geliyor?’ diye..
Bugün gelinen noktada Ali Kahramanlı’nın Mersin İdmanyurdu’ndan değil, Mersin İdmanyurdu’nun Ali Kahramanlı’dan alacağı çok şey olmalı..
Kulübün bu duruma gelmesinde baş rolde oynayan Başkan, alacaklarına bir çizgi çekip, Allah’ına şükür etmeli..
Haa, ‘para benim param’ diyip peşine de düşerse bilemem..
O kendi seçeneği..
Ancak insan nereden nereye geldiğinin muhasebesini de iyi yapmalı bence..
Eğer ki Mersin İdmanyurdu ile var olduysa, onun sayesinde de yok olacağını iyi bilmelidir..