Süper lig serüvenimiz 2 yıl sürdü. Bu kadar kısa sürmesi için de ellerinden geleni yaptılar. Koca kentte birkaç kişi muhalefet ettik yaşananlara ve yanlışlara.. Gücümüz yetmedi.. Toplumsal muhalefet sadece sosyal medyada kaldı. Beğen ve yorum yap. J İşte o kadar.
Yapılan her yanlışta karşılarına çıktık. Bizi ötekileştirdiler hatta düşman bellediler.. Akıldanelerinin kendilerine tuttukları dev aynasının karşısına geçip “ben neymişim beee” dediler.
Geçen sezon yaşanan futbolcu eyleminden sonra artık bu takıma karakterli oyuncu alacağız diye yola çıktılar, transferlere müdahale ettiler.. Hoca ile transferler konusunda ters düştüler ve bile bile yola devam ettiler. İstifasını kabul etmediler. Sağlam ile 9 hafta kaybettiler. Bulak’ı getirdiler. İlk 3 maç her şey yolunda gitti ve takım adam gibi top oynamaya başlayınca herhalde rahatsız oldular. Fenerbahçe maçında o tarihi müdahaleyi yaptılar ve taraftarı kendilerine düşman ettiler. Konsantrasyonu bozdular ve takım baş aşağı gitmeye başlayınca bu defa Giray Bulak’ı yediler. Ardından da genç kurbanlarını bulup takımın başına geçirdiler. Operasyon için düğmeye bastılar. Sonra ulusal medya da “Mersinli futbolcular karakola sığındı” başlığı altında rezil oldular.
Yani yapılanlarda ne akıl, ne izan, ne zamanlama ne de doğru karar vardı.
Bu yönetim hiçbir krizi iyi yönetemedi bu güne kadar.
*********************
Yönetimini “Fenerbahçe’den sonra en güçlü yönetim” diye lanse eden Ali Kahramanlı şu sıralar başını taşlara vuruyor. Geniş tabanlı ,herkesin destek vereceği ve eli cebine giden bir yönetimi tesis etmek için kentle konsensüs sağlamaya çalışıyor. Zor durumda kalan her siyasetçi gibi o da sine-i millete dönmenin çıkar bir yol olduğunu düşünüyor.
Peki Başkan Ali Kahramanlı bu süreci nasıl değerlendirmeli..
Bizi pek dinlemeseler de; iki çift laf etmekte fayda var.
1-Öncelikle Haziran’ı beklemeden genel kurula gitmeli. Mayıs ayında bu iş bitmeli. Haziran transfer, Temmuz ise kamp ayı.. İç ve dış transferde durum netleşmeli. Teknik adamın önü açılmalı.
2-Her elini cebine atan iyi bir yönetici olmuyor maalesef. Bakın Ali Kahramanlı neler harcadı ama şu an küme düşen bir takımın yöneticisi ve başkanı. Bu yüzden kreatif ve kurumsal zekaya sahip yönetici profili bu kulübün olmazsa olmazıdır.
3-Futbol Şube Sorumluluğu, Sportif Direktörlük ya da Genel Menajerlik gibi görevler çift yönlü beceri gerektiren özel konumlardır. Yani burada görev alacak kişinin hem sportif hem de kurumsal altyapısı olması gerekir. Geçen sezon sportif direktörlük konusunda teklif götürülen ve siyasi nedenlerden dolayı son anda vazgeçilen Selçuk Dereli, buna en iyi örnektir. Hem sportif, hem lobi hem de medya ilişkileri açısından iyi bir tercih gibi görünen Selçuk Dereli isminin rafa kaldırılması , yönetimin bakış açısı ve kabiliyetini ortaya koymuştur. Bugün hakemlerden en fazla canı yanan takım olduğunu söyleyen ve hatta “düşmedik düşürüldük” diyen Ali Kahramanlı, yaptıkları bu manevranın acısını en fazla çeken isimdir
4- Mehmet Işık, Salih Baysal ve son olarak da Serkan Damla isimleri bu kulübün hedeflerini taşımaya yetecek kadar güçlü isimler değildir. Işık’ın bu yönetimde futbol Şube sorumlusu olması kadar normal bir şey yok çünkü kendisi yönetimde belki de gençliğinde ayağına top değmiş tek isimdir. Salih Baysal yönetimde bu işlere en fazla vakit ayıracak isim olduğu için genel menajer olmuştur. Serkan Damla ise geçiş sürecinde takıma hem ağabeylik yapacak hem de Kutlu ya ve yönetime yardımcı olacak bir yapının eseri olmuştur. Bunların hepsi palyatif ve günü kurtarmak adına atılan adımlardır. Bu yapının derhal değiştirilmesi lazımdır.
5- Kahramanlı yeni kuracağı yönetimde sadece parasından değil aklından , konumundan ve bilgisinden faydalanacak isimler bulundurması gerekir. Sorunlu olduğu hangi dinamikler varsa bu dinamiklerin samimi olarak kapısını çalmalı ve doğru iletişim kurmalıdır. Yerel yöneticiler ve sivil toplum örgütlerinin bu yapıya bir temsilci vermesini sağlayacak hamleler yapmalıdır. Gerekirse kendisine destek verdiğini söylediği Bakan, Milletvekilleri ya da Vali’yi devreye sokmalıdır.
6- Ayrıca yeni yönetimin resmi yada gayri resmi bir danışma kurulu olmalıdır. Bu danışma kurulu içerisinde futbola uzun süre hizmet vermiş futbolcular, kulübü kente entegre edecek sivil güçler, yerel yapıyı tanıyan idareciler,basın ve taraftar temsilcileri olmalıdır. Tesis edilen bu diyalog hem başarıyı hem de başarısızlığı birlikte taşıyacak, sorumluluğu paylaşacaktır. “Ben olduğum sürece o adam bu kulübün kapısından içeri giremez” dönemi artık kapanmalıdır.
7- Futbolcu ve teknik adamlarla yapılan sözleşmelerin acı faturasını her yıl ödemek zorunda kalan yönetimin, işin tekniği konusunda da büyük eksiklikleri var. Giden futbolcu ve teknik adamlarla anlaşma zemini oluşturamayan ve kulübü milyonlarca lira borçlandıran bu yapıyı ortadan kaldırmazlarsa , Başkan Ali Kahramanlı’nın “Benden iyi yapan olursa kulübü bırakmaya hazırım” demesi havada kalır. Başkan kusura bakmasın ama kimse mali konuda çürümeye terkedilmiş bu yapıyı alacak kadar aklını yitirmiş değil..
***********
Okuyucularım kızıyor bana çok uzun yazıyorsun diye.
Ne yapayım ?
“Uzun mesele” deyip ne üstünü örtebilir, ne de sonra anlatabilirim..
Çünkü zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçiveriyor.
Çeyrek asırdan fazla bekleyip,sadece iki yıl süren süper lig maceramız gibi..
