6 yılda yapmak zorunda olduklarımızı 2 yıla sığdırdık. Zor bir süreçti. Bir sürü sıkıntı yaşandı. Ve çok şey beklediğimiz Akdeniz Oyunları göz açıp kapayıncaya kadar bitiverdi işte.
İnanılmaz tesislere kavuştuk. Her biri birbirinden değerli ve dev yatırımlar.. Lokomotif sektörü olmayan bir kente rota çizenlere ve Mersin’i spor kenti yapmak için start verenlere binlerce teşekkürler..
Önemli olan bundan sonrası bana göre.. Bu tesislerin ölü bir yatırım olmaması, işlevselliğini kaybetmemesi ve kentin bu hizmetleri taşıması.. Gerçek sınav bundan sonra..
Oyunlarda sınıfta kaldığımız apaçık ortada..
Açılışından kapanışına kadar bir emek zaiyatıdır Akdeniz oyunları..
Halka yüzünü dönmemiş ve halkı tınlamamış bir organizasyon. Biletleri yok satılan ne hikmetse tribünlerinde in-cin top oynayan.. Açılış seremonisi biletlerine korkudan el konan. Ve sanki bunu yapan onlar değilmiş gibi kentin muhtelif yerlerine asılan pankartlarla “seremoniye tüm halkımız davetlidir” pişkinliği içinde olan. Stadyuma 2-3 kilometre ötede araçlarından indirilen, defalarca aranan ve stada ancak o şekilde sokulan..
Bu da yetmezmiş gibi emeği geçenleri ötekileştiren. Büyükşehir ve Yenişehir Belediye Başkanlarını auta atan. Oyunların kente kazandırılmasını sağlayan dönemin Valisi Hüseyin Aksoy’u ve Spor İl Müdürü Emrullah Taşkın’ı görmezden gelen ve hakkını vermeyen..
Ahde vefası olmayan bir organizasyondu Akdeniz Oyunları..
Daha bitmedi..
Açılış seremonisinde stada girişi neredeyse yarım saat süren ve gövde gösterisi yapan Milli sporcu ordumuzun, doping testlerinde minicik kaldığını gördük.. Finalde yenildiğimiz Fas Milli Futbol Takımına altın madalyalarını takmadan stadyumdan sıvışan Bakan Suat Kılıç’ı da… Addadi’nin başında bulunduğu Oyunlar Komitesinin güvenlik ve protokol disiplininden iyice yıldığını ve kenti bir an önce terk etmek istediğini kulaklarımızla duyduk.. Aynı Addadi’nin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan’a yapılan haksızlığa dayanamayıp oyunların tüzüğünde değişiklik yapacağını da işittik. 3-5 cumhuriyet altını almak için kendi branşında yarışmayıp da bronz madalyanın garanti olduğu branşta yarışan atlete de şahit olduk.
Sadece sporcu ve yöneticilerin sıkıntı yaşamamasını kendine düstur edinen bir organizasyonda 10 aydır hizmet veren gönüllülerin bir çoğunun gerekçe gösterilmeden oyunların dışına itildiğini yaşadık. “0yunların bir çok ihtiyacı bu kentten karşılanacak” deyip dış kaynaklı adreslere teslim ihaleler yapıldığını, avucu kaşınan esnafın aynı avucunu yaladığını gördük. Kentin asıl sahipleri olan sivil toplum örgütleri ile bırakın temas kurmayı , bir bilet vermeye dahi imtina eden bir organizasyonun çemberinden geçiverdik.
Her defasında Mersin’i isteyip, bu kadar dev yatırımın kente yapılmasını sağlayanların “korkuları ve yaklaşımları” yüzünden bu kadar hizmetin üstüne bir çizgi çektiklerini, tarihi bir fırsatı teptiklerini ve bir çuval inciri berbat ettiklerini gördük.
Bırakın 3 kıta tek yürek olmayı, biz sadece birbirimizin yüreğini incittik..