ABİDİN YAĞMUR’UN HABERİ
Dopingli madde kullandığı gerekçesiyle 2 yıl müsabakalardan men cezası alan Avrupa şampiyonu milli atlet Nevin Yanıt’ın durumu, sporcunun yetiştiği Mersin’de de geniş yankı buldu. Atletlerin çalışma koşullarındaki zorluklara dikkat çeken bir antrenör, Türk sporcuların ucuz olsun diye Bulgaristan ve Rusya’dan vitamin ilaçları aldığını, Nevin Yanıt’ın da benzer bir hataya düşmüş olabileceğini belirterek “Bu sporcular başarılıyken destek görüyor. Böyle bir sorun olduğunda linç ediliyor. Sporcuyu değil, sistemi sorgulamak gerekiyor” dedi.
Türkiye atletizmine çok sayıda sporcu yetiştiren Mersin atletizm camiası, Nevin Yanıt’ın uluslar arası alandaki başarılarıyla yaşadığı gururun ardından bugünlerde doping iddiaları men cezasının şokunu yaşıyor.
Gelişmelerden Nevin Yanıt ve antrenörünü sorumlu tutanlar olsa da camiada genel kanı, Nevin Yanıt gibi üst düzey bir sporcunun, bilerek ve isteyerek dopingli madde kullanmayacağı yönünde.
Sorularımızı yanıtlayan bir atletizm antrenörü, doping sorununun sporcuların değil, Atletizm Federasyonu ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın sorunu olduğunu savundu, her vakada faturanın sporculara kesilmesini eleştirdi.
Atletizmde, uluslar arası arenada yarışan, üst düzey bir sporcu olmak için mutlaka ergenojik destek (ilaç desteği) alınması gerektiğini kaydeden antrenör, “Ergenojik destek almıyorsanız üst düzey sporcu olamazsınız. Bu desteği alırken tıbbi destek de lazım. Ama bizde antrenörler hem hoca, hem doktor, hem psikolog, hem kimyacı, hem masör gibi çalışmak zorunda kalıyor” dedi.
Atletlerin protein tozu ve çeşitli vitamin ilaçları almak zorunda olduğuna değinen antrenör, “Bu tür ilaçlar Türkiye’de pahalı. Zaten ekonomik olarak çok iyi desteklenmeyen, sponsoru olmayan, kulüpten gelen maaşla geçin sporcu, ucuz olsun diye bu vitaminleri Rusya’dan, Bulgaristan’dan alıyor. O ülkelerdeki ilaç firmaları, ilacın içindeki maddeleri tam yazmayabilir. Sporcu o ilaçların içeriğini tam bilmeden içebilir. Nevin Yanıt da benzer bir hataya düşmüş olabilir. Yoksa neden sıradan bir özel turnuva için kendini riske etsin? Burada sorumlu sporcudan çok Atletizm Federasyonu ve bakanlıktır. O düzeye gelmiş bir sporcunun, bakanlığın, federasyonun bilgisi olmadan tek bir aspirin bile almaması lazım. Dopingle mücadele için Türkiye’nin öncelikle sporcu sağlık merkezleri kurması, burada ön testler yapması gerekiyor. Testlerinde sorun çıkan sporcuya git temizlen gel, şunları kullanma demek gerekiyor. Ama biz sporcuyu kendi haline bırakıyoruz. Sporcuya ergonolik destek sunmuyoruz, tıbbi destek sunmuyoruz, kendi içimizde bir test yapmadan sporcuyu WADA’nın testine sokuyoruz. Sporcuları suçlayıp linç etmek yerine, sistemi sorgulamamız gerekir” diye konuştu. Kaynak: İmece Gazetesi