Buca galibiyeti tabelaya yansıyan sonuç açısından ne kadar sevindiriciyse, düşündürdükleri açısından da bir o kadar üzücüydü..
Ah’lar Vah’lar içerisinde terk ettik tribünleri..
Yüzlerimizde tebessüm yerine kahır vardı.
Cömertçe kaybedilen puanlar bu maçın ardından yüzümüze tokat gibi vurdu.
Hakan Kutlu 47 puanla devretmişti bu takımı kurt hocaya..
İçimizi Vural ile kaplayan heyecan sadece iki maç sürebildi..
Sonrası malum..
*****************************
Dere geçerken at değiştirdik.
Gerek var mıydı bu yoklukta ..
Gidene fakir edebiyatı yaparsın, gelene zulayı patlatırsın..
Sonra CAS’a olan 20 milyon borç böyle böyle birikir işte..
Yürü yiğidim kim tutar seni hesabı…
Neyse…
*******************************
Gaziantep,Balıkesir, Trabzon, Samsun.. Kayıp 9 puan.
Bir tanesini alsaydın zirveye ortaktın.
Eğer play-off’a kalırsak Hakan Kutlu’ya teşekkür etmeliler.
İlk ikiye girersek de rakiplerimize..
Ya Yılmaz Hoca’ya..
Şu ana kadar Yılmaz Vural’ın ne heyecanı nede formasyonu ile takıma verdiği bir şey yok maalesef..
O geldiğinde bir çift göze daha ihtiyacımız olduğunu düşünüyorduk halbuki.
Ama saha kenarında heyecanını kaybetmiş bir teknik adamı buluverdik karşımızda.
Beraberlik primlerini kaldıran ama bir puana sevinen bir hoca bulduk basın toplantılarında..
Rakiplerinin kaybından doğan matematiği, takımının kazanç hanesine bir türlü yazdıramadı Vural..
O kaybederse şu olur, bu kazanırsa şu olur diyerek, hedef küçülttü.
İnce hesaplara daldı… Anlayacağınız rakiplerinin alacağı önlemleri O aldı.
*****************************
İlk kez çalışma fırsatı bulduğumuz Yılmaz Vural’ın üç büyüklerde ya da zirve iddiası olan takımlarda görev almayışını çözdüğümü sanıyorum artık..
Şöyle ki ;
Alışkanlıklar; insanın düşüncelerini ve davranışlarını biçimlendiriyor.
Onlarca takımda görev alan Vural’ın bir çoğunda küme düşmeme mücadelesi verdiğini göz önüne aldığımızda, hocanın davranış metodunun da buna göre şekillendiğini anlıyorsunuz. Kendi takımından çok rakiplerinin matematiği ile ilgilenen teknik adamlar, paçayı ve günü kurtarmanın peşindedirler. Vural da ,Mersin idman Yurdu’nda hedef, doku ve mental uyuşmazlığın sıkıntılarını çekiyor.
(Mesela antrenmanlarında bile, sezon boyunca yatmış ama sezon sonuna paçayı kurtarmak isteyen takımlara uyguladığı metodları uyguluyor.)
47 puanla devraldığı bir takımda devrim yapmaya kalkışmanın ne yeri ne de zamanıyken, bence Vural egolarına yenildi.. Ya biz ! Tabiki bizde Balıkesir’e..
Bir de karakteristik ve artistik olarak da alışılagelmişin dışında bir Yılmaz Vural profili izledik şu ana kadar... Sanki sinirleri alınmış hocanın.. . Saha kenarında bir kedi, basın toplantılarında ise vantrilok gibi..
Anlayacağınız, ben beklediğimi bulamadım Hoca’da… Mersin’de öyle… Kutlu’da kalsa en kötü play-off oynayacaktı bu takım. Belki daha da iyisi olacaktı, pamuk eller cebe gitseydi.
Ama BÜYÜKLERİMİZ böyle uygun gördü(!)
*************************************
Sözün özü;
Vural zirveye oynayan bir takımı küme düşmeme mücadelesine girmiş gibi bir takım gibi yönetmeye devam ederse, korkarım play-off da elden gider..
Ne zaman “Rakipler beni düşünsün” demeye başlarsanız işte o zaman hem büyük hoca hem de büyük takım olursunuz…