Azerbaycan’da 1-4 Mayıs tarihlerinde düzenlenen Avrupa Tekvando Şampiyonası’nda 54 kiloda bronz madalya kazanarak Avrupa üçüncüsü olan Mersinli Milli Tekvandocu Mehmet Dolaş, ilgisizlikten yakındı.
Necdet TAŞ
Bireysel alanda Türkiye’nin yüz akı olan Tekvando sporu, ülkemizde futbola gösterilen gereksiz ilginin gölgesinde kalan başarılı spor dallarından bir tanesi. Yıllardır ülkemizi uluslararası arenalarda başarıyla temsil eden bir spor dalına gösterilen ilginin az olması dikkat çekici. Bu ilgisizlikten yakınan sporculardan biri de Azerbaycan’da 1-4 Mayıs tarihlerinde düzenlenen Avrupa Tekvando Şampiyonası’nda 54 kiloda bronz madalya kazanarak Avrupa üçüncüsü olan Mersinli Milli Tekvandocu Mehmet Dolaş… Tekvando sporunun temel felsefesini, bu sporun kişiye kazandırdıklarını, Türkiye’nin spor organizasyonlara alt yapı olarak ne kadar hazır olduğunu, bu spora devletin desteğini ve sponsor olanakları hakkındaki merak edilenleri sorduk.
NEDEN TEKVANDO SPORUNU SEÇTİN?
Yapabileceğim çok sayıda spor branşı vardı. Futbol, basketbol, voleybol ya da bir diğer takım ve bireysel sporlar da yapabilirdim ancak ben bu sporu seçtim. Çünkü ailece bu spora daha yakınız. Dört kardeşiz dördümüz de tekvandocuyuz. Tekvandoya amcam ve ağabeylerimin teşvikiyle başladım. Önce amatör olarak başladım. Amcam ve ağabeylerimin gösterdiği başarılar beni daha da ateşledi. Amcam aynı zamanda Tekvando Milli takım hocalığı yapıyor. Genlerimizde tekvandoculuk var.
MİLLİ FORMAYI İLK NE ZAMAN GİYDİN?
İlk milli formayı 2009’da genç milli takımda giydim. 2011 yılına kadar Genç Milli Takımda mücadele ettim. 3 yıldır da Milli takım adına yarışıyorum. Avrupa’da 2. Derecemi elde ettim. Daha önce de gençlerde Avrupa üçüncüsü olmuştum. Bundan sonraki en büyük hedefim Avrupa, Dünya ve Olimpiyatlarda ülkem adına altın madalya kazanmaktır.
SERVET TAZEGÜL İLE AYNI TAKIMDA OLMAK NASIL BİR DUYGU?
Milli Takımda birlikte mücadele ettiğim Avrupa Şampiyonu ağabeyim Servet Tazegül, bana çok yardımcı oluyor. Antrenmanlarda zaten partnerlik yapıyoruz. Bana sürekli artı katan bir ağabeyim.
AKDENİZ OYUNLARINA NEDEN KATILMADIN?
Akdeniz Oyunlarına kilo sebebiyle katılamadım. Mersin’de düzenlenen oyunlarda tekvandoda altın madalya alınmaması beni hayal kırıklığına uğrattı. Bir nebze de olsa bir hayal kırıklığı yaşadık. Çünkü hem katılamadım hem de altın madalya kazanamadık
NEDEN MERSİN ADINA YARIŞMIYORSUN?
Mersinli sporcu olarak Ankara adına mücadele ediyorum. Ulaştırma Spor Kulübü adına yarışıyorum. Mersin’de beklediğimiz maddi ve manevi desteği göremiyoruz. Mersin’de futbol ve basketbol dışında hiçbir spor branşına destek sunulmuyor. Nevin Yanıt ve Burcu Ayhan gibi milli Atletler de İstanbul’da Fenerbahçe adına yarışıyor. Mersin’de yaşıyoruz ve buranın ekmeğini yiyoruz. Ailemiz burada ama lisansımız ya Ankara ya da İstanbul’da. Beni resmen görmezden geldiler. Bundan 5 sene önce Gençlerde Avrupa 3.’sü oldum ama kimse ilgilenmedi benimle. O zamanda destek görmedim. Tüm ülkede olduğu gibi Mersin’de de futbol ve basketbol dışında hiçbir spor branşı yokmuş gibi davranılıyor. Futboldur spordur, basketbol spordur ama spor sadece basketbol ve futbol demek değildir. Spor genel bir kavramdır. Sporu tamamen futbol ve basketbola hibe etmek bizleri üzüyor. Vali dışında beni bir kere bile olsun arayıp tebrik eden olmadı. Ben artık sponsorluğu da geçtim, arayıp tebrik etsinler yeter ama bunu bile çok gördüler. Avrupa üçüncüsü olduğum da Mersin’e döneceğim için çok mutluydum ama buraya geldikten sonra sanki hiçbir başarı elde etmemişim gibime geldi. Avrupa üçüncülüğünün Mersin’de çok basit bir dereceymiş gibi karşılanması beni oldukça üzdü. Sevincim kursağımda kaldı. Futbolda ya da basketbolda amatör liglerde bile elde edilen başarıdan sonra insanlar davul zurna eşliğinde kutlamalar yapıyor ancak benim Avrupa üçüncülüğüm hiçbir ilgi uyandırmadı.
TÜRKİYE’NİN YÜZ AKI OLAN BİR SPOR DALINA İLGİ GÖSTERİLMEMESİNİN NEDENLERİ NELERDİR?
Bu kadar çok başarıya karşın basında daha az yer almamız gözden kaçmayacak bir durumdur. Halkımızın ve devletimizin futbolun dışında branşların olduğunu artık bilmesi lazım. Sporcularımız çok büyük başarılar elde ettikleri zaman devletimiz onları yalnız bırakmıyor. Futbol ve basketbola dökülen trilyonların yarısı ferdi branşlara ayrılıp sporcularımıza dağıtılsa tekvando sporu ve diğer ferdi branşların daha güzel yerlere geleceğini inanıyorum. Futbola aşırı bir ilgi var. Futbolun, gösterilen bu aşırı ilgiyi hak etmediğini düşünüyorum. Baktığımız zaman Türkiye futbolda dünyanın neresinde? Adaletli olmamız gerekirse başarılı olana ilgi göstereceksiniz. Bizim halkımız başını kaldırıp baktığı zaman başka sporlarında olduğunu görecektir. Biz takım halinde Dünya Şampiyonu oluyorsak halkımızın ve devletimizin bunu görmesi gerekir.
TÜRKİYE ORGANİZASYONLARA ALT YAPI OLARAK NE KADAR HAZIR?
Türkiye olimpiyatlara alt yapı olarak hazır değil. Fakat branş branş değerlendirdiğimiz zaman basketbol, tekvando ve voleybolun hazır olduğunu söyleyebilirim. Voleybol ve basketbol alt yapılarının iyi olması nedeniyle başarılı oluyorlar ama bunların içinde en sağlam alt yapı tekvandoda var. Gerekli maddi destek verildiği zaman eminim ki her köşe başından bir şampiyon çıkacaktır.
TEKVANDO SPORUNUN TEMEL FELSEFESİ NEDİR?
Tekvando sporunda hem ayağı hem eli iyi kullanmanın yanı sıra aynı zamanda bir ‘do’ felsefesi vardır yani ahlak felsefesi. Tekvando sporunun ahlaki değerlere dayanan bir yanı vardır.Bizim Türk örf ve adetlerine en uygun spor dalı olarak nitelendiriyorum.O yüzden bizim ata sporumuz diyebiliriz. Tekvandonun diğer branşlardan farklılığı şudur; bir sporcu bir ortama girerken edeple girmeyi, bayrağın önemini ve onu yetiştiren hocalarına ve anne babasına saygı göstermesi gerektiğini öğreniyor. Kişinin kavga etmesini bilmesi ancak başkasına zarar vermemesi öğretiliyor. Tekvando’nun kavga imajı yanlış bir düşüncedir. Tekvando savunma sporudur. Bir tekvandocu saldırıya maruz kaldığında bir anlık tereddüt eder. Tereddüdün korkudan değil bu asil sporun insanları incitmede kullanmak istememesindendir. Bir tekvandocu sinirlerine hakim ve barışçıldır. Antrenmanlarda ve diğer toplantılarda, tekvandonun kavga sporu olmadığı, her zaman her koşulda centilmenliğe önem verilmesi gerektiği anlatılır.