Her sezon ülke gündemine bir şekilde girmeyi başaran Mersin İdman Yurdu, bu sezonda siftahı yaptı. Milyonlarca liraya malolan dev bir yatırımın bir skandala nasıl dönüştüğünü Beşiktaş maçında gördük. Dillere destan bir stad beklerken, dile düşmek diye buna derim ben..
…
Herkes yazdı çizdi, stadın halini.. Yok efendim, zemini yapan firma zamanında ekim yapmamış.. Gençlik ve Spor İl mÜdürlüğü yetkilileri gerekli bakımı yapmamış. Çimler havalandırılmamış. Toprağa henüz bağlanacak kadar uzamamış..
Bu iddiaların içinde doğrusuda var yanlışı da.. Ama gerçek şu ki; el birliği ile güzelim stadı bir skandal olarak ülkeye sunduk..
Üstüne üstlük, o kadar sıkıntının arasında iç sahandaki en az 2 maçı tarafsız bir sahada hem de ev sahibi statüsünde oynayacaksın.. Al sana kapı gibi ceza..
Bu stad meselesi cidden can sıkıcı bir konu ..
Zemini bırakalım da takıma bakalım diyeceğim ama o da ayrı mevzu, ayrı sıkıntı..
Hazırlık maçlarında mağlubiyet yüzü görmeyen ama gözede hoş gelmeyen bir takımdı Mersin idman yurdu.. Arsenal’den yorgun ve üzgün dönen , üstüne üstlük sakatlıklarla başı belada olan bir Beşiktaş’ı buldu karşısında. Sahaya çıkan kadroya baktığımızda Rıza Hoca beraberliğe razıydı. Çünkü en önemli hücum gücü olan Tita’yı yedek kulübesinde yanıbaşında oturtarak başladı maça…
Pedriel, Marko ve Nakoulma üçlüsünün gerçekleştireceği kanat organizasyonlarıyla rakip kalede etkili olmayı amaçlamıştı Rıza hoca. Ama olmadı. Çünkü ne Pedriel ne de Marko’nun oyun kalitesi bu yükü kaldırmaya yetti.. Arada saman alevi gibi parlayan Nakoulma olmasaydı neredeyse atak yapmak imkansız hale gelecekti.
Genç futbolculara önem veren Rıza Hoca defansta genç oyuncu Enes’i Servet’in yanına iliştirivermişti. Her ne kadar hoca “ formayı kendi kaptı” dese de , genç Enes Sivasspor maçında yaptığı hatanın benzerini Beşiktaş karşılaşmasında da yaparak, yenilen golün mimarı oldu. Futbolcu elbette hata yapacak, ama deneyimli bir teknik adamın bu kadar üst düzey bir maçta Enes gibi tecrübesiz bir oyuncuya kucak açması asıl düşündürücü olandır.. Geçtiğimiz sezonun bence en iyi oyuncusu olan Mitroviç’in bırakın sahada, yedek kulübesinde bile olmaması tercihle açıklanmayacak kadar garip bir durumdur.
Orta alanda sahne alan Khalili ve Sadiku’nun bu takıma neler verebileceği ise şimdilik soru işareti. İlk bakışta Türkiye’de her ikisine benzeyen futbolcu sayısı bir hayli fazla… Sadece iç piyasada fiyatlar uçtuğu için , kırmızı lacivertli formayı giyiyor Khalili ve Sadiku.. Yoksa üstün meziyetleri oldukları için değil… Örneğin Khalili şimdilik bir Ben Yahia , Nakoulma da Nduka değil…
Hocanın yedek kulübesinde tuttuğu ve oyuna geç dahil ettiği Tita bence bu sezonun takım için kilit ismi olacak. Welliton takıma dahil olduğunda Tita gibi bir oyuncuya fazlasıyla ihtiyacı olacak.
Rıza hocanın yerinde olsam hiç macera aramam ve son dakikalarda oyuna girerek kalitesini konuşturan Sinan Kaloğlu’na da şans veririm. Hazır bir Sinan daha kreatif , aynı zamanda efektif bir futbolcu.. Belki erken olacak ama Pedriel ve Futacs’ın süper ligi kaldıracak kapasitede olduklarını düşünmüyorum. İkisi de “ihtiyaç halinde camı kırınız tipi futbolcular”…
Uzun lafın kısası…
Şöyle bir Beşiktaş’ ı ve gününde bir Nihat’ı yakalamışken kırmızı lacivertlilerin bu maçtan puan çıkarması gerekiyordu..
Ama olmadı..
Mağlubiyeti hazırlayan şey zemin ve oyuncu tercihleriydi..