Bu hikayeyi herkes bilir. Hoca dersliğe girer girmez kara tahtanın önüne geçer ve eline tebeşiri aldığı gibi kocaman bir 1 rakamı çizer. Sonra öğrencilerine Bakın, bu kişiliktir. Yani, hayatta sahip olduğunuz en değerli şey” der. Ardından 1’in yanına bir 0 koyar ve Bu, başarıdır. Başarılı bir kişilik 1’i 10 yapar” der. Sonra bir tane 0 daha. Bu, tecrübedir. 10 iken 100 olursunuz. Sıfırlar böyle uzayıp gider; yetenek, sevgi, disiplin, Ta ki hoca öğrencilerinin şaşkın bakışları arasında eline silgiyi alıp en baştaki 1’i silene kadar. Tahtada birbiri ardına dizili bir sıfırlar silsilesi kalmıştır. Hoca sınıfa dönerek son sözünü söyler: Kişiliğiniz yoksa öbürleri hiçtir.
Hayatın bir çok alanında olduğu gibi futbolda da farklı değildir. Sıfırların yaslanacağı güçlü bir 1 lazım gelir. İstediğiniz kadar güçlü, yetenekli, başarılı ol, eğer sağlam bir kişiliğin yoksa o sıfırlar anlamını yitirir hikayede olduğu gibi
Sanırım Mersin İdman Yurdu’nun şuan ki durumunu en iyi anlatan hikaye bu olsa gerek. Son 8 yılda bu Kulüp de yaşanan ve yaşatılanlar irdelendiğinde kişiliğin ne kadar önemli olduğu daha net anlaşılıyor. Bir duruş sergilemek, ne olursa olsun kararlarının arkasında durmak Kişilik ister, bu duruşu gösterecek Lider vasıflar ister, Rüzgara göre sallanması kabul görmez. Maalesef son yıllarda bunu Mersin İdman Yurdu’nda göremiyoruz. Bu yüzden bu takım her geçen gün Kan kaybediyor. Yasaklarla, futbolculara ve personele ödenmeyen maaşlarla, Mersin İdman Yurdu’nu ağlama duvarına çevirerek sanki silik bir Kulüp haline getirmeye çalışılınıyor.
Halk içinde kulaklık takmak benimle konuşma anlamına gelir. Ali Kahramanlı ve ekibi geldiği günden beri bunu yaptı ve hala yapmaya devam ediyor. Kulaklıklarını takmışlar sadece birkaç kişi bir takım kararları alıp uyguluyorlar. Dış seslere kulak vermiyorlar, farklı bir sese tahammülleri yok bir bakıma Mersin İdman Yurdu daha öncede defalarca söylediğim gibi Ali Babanın çiftliğine çevirmişler Kulübü.
Adı üstünde Yürüyen merdivende sen durursun o yürür. Senin bir şey yapmana gerek yok, her şeyi bilmene gerek yok, doğru bir ekip ile yürüyen merdivende olduğu gibi işler her işin. Ama tek adam olma sevdası takımı uçuruma sürüklüyor. Yanındaki piyonların ise buna çanak tutması, hatalara, yanlışlara hayır dememesi Kulübü bu noktaya getirdi.
Son olarak gelinen noktaya bakıldığında eğer rakip takım size taktik vermeye başlamışsa o maç bitmiş demektir, daha fazla zorlamanın alemi yok. Evet daha öncede düştük kalktık ama bu hep olacak anlamına gelmez. Bun yüzden Doğru karar vermeniz için doğru adreslere gidilmeli ve düşmeden de yürümesini öğrenebilmeliyiz artık.