“Ben acaba başka bir kentte mi teknik direktörlük yapıyorum, başka bir kentte mi konuşuyorum”
3 güzel gol ile hayati önem taşıyan 3 puanın alındığı bir maç, basın toplantısına bu şekilde ve bu cümlelerle yansıdı..
Asık bir surat ve tokat gibi sözler..
Bir çok hoca geldi gitti takımın başına , bir çok futbolcu sıkıntı çekti ve bir çok yönetici parasızlıktan ağlayıp sızladı ama hiçbir cümle bu kadar tesirli olmadı..
Bir kentin duyarsızlığı hiç bu kadar güzel anlatılmadı..
Değişen ne olacak belki de hiçbir şey..
Bu kentin dinamikleri, yatırımlarını dört duvar arasına hapsederken, aslında bir kenti mahkum ettiklerini bilmeyecekler yine...
Sahilleri yağmalayıp bu kenti turizm hedefinden ışık hızıyla uzaklaştıranlar , yine arazi peşine düşecekler servetlerine servet katmak adına. .
Sözüm ona Mersin’i marka kent yaratmak isteyenler,iki satır cümleyi layık görmeyecekler reklam değeri milyonlarca lira eden ortak değerleri için..
Yurt dışı gezilerine dünya paraları harcayıp bilim, teknoloji transferi altında başka transfer(!) yapanlar, marka değerlerinin bir deplasman masrafına dahi burun kıvıracak, yaka silkeleyecekler..
Bir çok festival ve organizasyona milyonlarca lira verip “Mersin’in tanıtımına katkı sağlıyoruz” diyenler, kulüplerine düğün merasimlerindeki atkıyı bile aratacak katkıyı reva görecekler..
Kürsüde sporun barış ve kardeşlik olduğunu söyleyecekler ama ceplerindeki akrebe barışı ve kardeşliği sokturup, zehirleyecekler…
Hadi yıllardır yedirdiniz bize bunları da, elin adamı yemedi işte.. Çıktı, “kapı-duvar” olan gönüllerinize çiviyi çaktı, Arsız suratlarına bir okka tükürdü, ‘işinize geleni duyan’ kulaklarınıza üfürdü gerçekleri..
Anlarmısınız bilmem ama ben utandım sizin adınıza..
Kentinin takımını çalıştıran bir teknik adamdan “ne laf anlamaz bir kentsiniz” anlamına gelen bir cümleyi işitmek bir kentli olarak benim zoruma gitti.
Ama çok görmüyorum size!.. Kentli olmadığınız için bu duyguyu anlamazsınız..
Siz kazandığınız paraya, oturduğunuz eve, kullandığınız arabaya, yemek yediğiniz restauranta, içtiğiniz bara, eğlendiğiniz clublara aşıksınız… Kentinize değil, kendinize düşkünsünüz..
O yüzden, adamların keyfine turp sıkıp, keyfini bozma Hocam..
Düzenlerine, sakın ola bir daha çomak sokma..
Sarhoş yıkıldığı yere kadar....