Yeni yönetimin transfer tahtasını açmayınca işimizin mucizelere kaldığını daha önce yazmıştım. Şuan takımdaki oyuncuların coşkulu ve istekli oynamaları ile en fazla 2 maç kazanabilirsin bir de bunlara şans faktörüyle 2 maç daha kazanırsa Ligi böyle bitirir. Günümüz futbolunda para maalesef her şey olmuş. Para harcamadan, para vermeden oyuncuya idman forması giydiremezsin. Bu işin böyle olduğunu 7’den 70 herkesin bilmesine rağmen yeni Başkan Hüseyin Çalışkan başta olmak üzere yönetimin elini cebine atmaması, sorumluluk almaması Mersin İdman Yurdu’nu Süper Ligden ayırma noktasına getirdi.
Hüseyin Çalışkan çok ilginç bir karakter. Belki sezon başında takımın başına gelse bir açığı kapatır, ekstra harcamaların önüne geçebilirdi. Belki takım farklı noktalara gelebilirdi Yani Başkanlık için doğru isim yanlış dönem. Neyse bugüne geldiğimizde işler biraz değişiyor. Bir şekilde bir yerlerin isteği ile takımın başına geldi. Bu saatten sonra yapılması gereken maddi anlamda destek vermekti. Ama Çalışkan hiçbir şekilde elini cebine atmıyor, çevresindeki iş adamlarını arayarak kaynak yaratmaya çalışıyor. Bu mantıkla sadece bir maçın primini kurtarabilirsiniz, sezonu böyle geçiremezsiniz. Başkanın bunu fark etmesi gerekiyor. Ama fark etmek ne kadar gecikirse takımın Süper Ligden o kadar çabuk uzaklaşması anlamına da geliyor.
Tüm sorumluluğu Başkan Hüseyin Çalışkan’a yüklemek doğru olmaz. Ali Kahramanlı’nın istifasından sonraki süreçte yeni yönetimin, yeni Başkan’ın kim olacağı konusunda belirleyici olan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ında sessiz kalması, çok fazla geri planda kalması takımın şuan ki durumda olmasının nedenlerinden biri. Bir çok İlde Belediye Başkanlarının Kent takımlarına bir şekilde sınırsız destek verdiğini biliyoruz ve izliyoruz.
Aslında bir çok şey bu Kentte farklı işliyor. Hiç kimse sorumluluk almıyor. Sorumluluğun alınmadığı yerde sorumsuzluk başlıyor ve bunun ucu bir şekilde bu Kentte yaşayanlara oluyor. Geçmişte gazetecilik yapan ağabeylerimiz geçmiş Belediye Başkanlarına yanlış yapıyorsunuz demedikleri için Mersin şuan büyük bir köy konumunda, İş adamları ise gözlerini para bürüdüğü için sahil katledildi. Umarım böyle gelmiş böyle gider diyenlerin çok olmadığı bir dönem yaşar ve yanlış yapılanlara yanlış diyerek hata yapılmasının önüne geçilir.