Dilimiz döndüğünce doğruları söylemeye çalıştık, yolumuzun kesiştiği günden bu yana..
Ama olmadı.. Ne sakalımız çare oldu, ne de aklımız..
*********************
Kahramanlı dönemi sportif yönden oldukça etkili, heyecan verici, fakat idari açıdan ciddi sorunlar yaşadığımız bir dönemdi. Futbolcu ve teknik adam sirkülasyonu hat safhadaydı. Başarı çıtasını yükseltmek için plansız harcamalar yapıldı. Riskler alındı.. Her yıl kadroda büyük revizyonlar yapıldı. Bunlarda ciddi maliyetler oluşturdu. Ödemelerde yaşanan sorunlar futbolcularla yönetimin arasındaki makası açtı. Bir kuruluş için en büyük tehlike kapıdaydı.O da GÜVENSİZLİK’ti.. Bu unsur takımın içine bir hastalık gibi yayıldı. Ve her yıl boykot ve eylemlerle anılan bir kulüp haline geldi Mersin İdman Yurdu.
Nurullah Sağlam ile süper ligle tanışan kırmızı lacivertliler, ikinci ve en gerçekçi macerasını Rıza Çalımbay ile yaşadı. Çalımbay ile 47 puan toplayan ve süper lig rekorunu kıran kırmızı lacivertlilere deyim yerindeyse rahatlık battı. O sezon başarının karşılığında 5o milyon TL’nin üzerinde gelir elde eden Başkan Kahramanlı ve ekibi, altın yumurtlayan tavuğu kesti.. Peki ne uğruna ? Onların “prensip”, benim ise “boş gurur” dediğim bir mesele uğruna.. Kendi ayaklarına kurşun sıktılar. Rıza Çalımbay’ı Kasımpaşa’ya yamayıp, altını oydular.. Çalımbay’ın Servet ve Sinan talebini kasıtlı olarak kaosa sürüklediler.. Servet ve Sinan için “biz bu kulüpte olduğumuz sürece ikiside bu kapıdan içeri giremez “dediler. Sadece bir ay sonra her ikisini kurtarıcı olarak takıma getirdiler ve tribünden seyrettiler..
Çalımbay’ın sözleşmesinin feshedildiği tarih bu takımın küme düştüğü tarih olmuştu zaten.. Bu kulüp için kırılma noktasıydı. Transfer yasağı olan ve eli kolu bağlı bir kulüp , kendisine 47 puan kazandırmış ve rekor hediye etmiş bir teknik adama ucuz Kahramanlık yaptı..
***************
Çalımbay’ın gidişinin ardından bir stratejik hatada devre arasında yapılan genel kurul öncesinde yaşandı. Takımın gidişatındaki arızalar Büyükşehir belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın olaya dahil olmasını sağladı. Başkan Kocamaz’ın Kahramanlı ile Haziran ayına kadar devam edeceğiz” şeklindeki kararı mental açıdan çok doğruydu. Kocamaz aldığı bu kararla Takımın lige kalması durumunda başarıya ortak olacak, küme düşmesi halinde ise mevcut yönetime destek olan Belediye Başkanı olarak kalacaktı. Ama şimdi durum öyle değil. Kahramanlı’ya antipati duyan bazı yöneticiler Vali Çakacak ve Başkan Kocamaz’ı, bu işin içine dahil ederek suyun akışını değiştirdiler. Yaşanan bu kaotik süreç yola devam etme planlarını yapan Kahramanlı ile apartopar bu işin içine çekilen Hüseyin Çalışkan’ı karşı karşıya getirdi..Aslında Kahramanlı her sezon olduğu gibi kente “artık buraya kadar” mesajı vermek ve güven tazelemek istemişti. Ne varki Piyango bize vurdu diyen Çalışkan kulübün başına, Kahramanlı da bu defa işinin başına döndü..
*****************
Göreve gelir gelmez.120 bin euro için 2 dönem transfer yasağı almış, 80 milyon borcu olan, Giray Bulak ve Joseph Boum yüzünden transfer tahtası kapalı bir kulüp buldu kucağında Hüseyin Çalışkan.. Sonradan eklenen borçları da saymıyorum. Rekabet edebilmenin tek şansı transfer tahtasını açmasıydı Çalışkan’ın ama onu da yapmadı,yapamadı.. Bu şartlarda göreve gelen bir Başkan’ın ya para harcaması, ya da kaynak yaratması gerekiyordu. Çakma ve ucuz bir Fatih Terim buldu kendisine. Olmadı. “Transfere harcayacağımız parayı içerdeki oyunculara veririz”dedi, başaramadı. Deyim yerindeyse bu süreç eline yüzüne bulaştı Çalışkan’ın..
Şimdi gencecik oyuncularla yola çıktığı için, Altınordu yalanını kendine kabul ettirmeye çalışıyor. Çaresizliktir bunun adı. Daha fazla borç yapmamak için , Mersinli teknik adamlara kucak açıyor.. Vefa değil, ucuz işgücüdür bunun adı..
Ne varki yaşanan bu süreci sadece Hüseyin Çalışkan üzerinden görmeye çalışanlar var.. Bu ciddi bir haksızlık ve adaletsizliktir bana göre...Bu kulübü idam sehpasına çıkarıp boynuna ilmeği geçireni unutup, iskemleye tekmeyi vuranı tek başına suçlu ilan etmek akıl işi değildir..
Biz her zaman Sezar’ın hakkını Sezar’a verdik.. Vermeye de devam ediyoruz..
Ne yazık ki;
Transfer tahtasını açmayan, genç oyuncular ve Mersinli teknik adamlarla UCUZ’a KAÇANLA, kendisine süper lig rekoru kırdıran teknik adamına UCUZ KAHRAMANLIK yapanların günahını yaşıyor bu kulüp..
Geçmiş ola…
********************
Yarın 16 Ağustos..
Kuruluş gününde çöküşün emarelerini iliklerine kadar hisseden bir kulüp İdman Yurdu..Hep yanında olduğumuz ama gözlerimizin önünde eriyen bir hasta .. Aklın paraya mahkum edildiği , dilenciliğin projelere tercih edildiği cumhuriyetle yaşıt bir kurum.. Herşeye rağmen nefes aldığını görmek bize onur ve gurur veriyor..iyiki varsın ve hep olmalısın..