Kırmızı lacivertliler Gençlerbirliği deplasmanından hayati önem taşıyan bir 3 puanla döndü.

Haftalardır süren mağlubiyet serisini Beşiktaş ile bozan ve ardından Sivasspor’a kendi sahasında boyun eğerek taraftarına “Yine mi ?” dedirten kırmızı lacivertliler, Gençlerbirliği karşısında deplasmandaki başarı grafiğini hatırlatan bir dönüş yaptı. Bu dönüşün elbetteki sebepleri ve nüansları vardı.

Mesela Nurullah Sağlam inatçılığını rafa kaldırdı.. 

Uzun süredir Andre Mortiz’e tahammül gösteren Sağlam, bu defa bu futbolcuyla oyuna başlamayı uygun görmedi. Sağlam bu tercihi ile hem inadını hem de rakibini yendi. Yaşamda da böyle değilmidir ; bazen kararlarınızın arkasında durursunuz kazanırsınız, bazen de  vazgeçerek yada geri adım atarak kazanırsınız.. Vazgeçerek kazandı ,Sağlam bu maçı..

Mesela Yahia geri döndü…

Sağlam’ın elini kuvvetlendiren ve can simidi gibi sarıldığı Ben Yahia Afrika Kupasından döner dönmez ayağının tozunu öyle bir aldı ki, hem hocasını hem de takımını ipten aldı. Sezon başından bu yana bu bölgenin oyuncusu olduğunu söylediğimiz Yahia, Sağlam’ın Moritz ısrarı yüzünden hücumsal yeteneklerini sergileyecek bir alan bulamamıştı. Nitekim Gençlerbirliği maçında Yahia’nın oyunu yönlendirme, adam eksiltme ve golcü meziyetlerini bir arada görme fırsatını yakaladık. Bundan sonraki süreçte Boueno ile desteklendirilmiş bir Yahia’nın daha iyi işler yapacağını düşünüyorum.

Mesela eski aşıklar buluştu..

İlk yarıdaki Sivas maçında kendisine yakışmayacak bir hataya imza atan ve o günden sonra müthiş bir çıkış yakalayan İbrahim Kaş’ın defansın göbeğine dönmesi direnç ve mücadele açısından kırmızı lacivertlilere büyük artılar katan bir diğer unsurdu. Kaş’lı defans bloğu, çok fazla kademe hatası yapmadı ve son derece konsantre bir maç çıkardı. Anlayacağınız Kaş- Joseph Boum aşkı 19 Mayıs stadında yeniden yeşerdi.

Mesela Nobre kendini buldu..

Moritz’in orta alanda olmadığı bir oyun şablonunda  Nobre’nin de mücadele alanı da daralmış oldu. . Bu nedenle Brezilyalı maçın sonlarına kadar diri kaldı ve son 5 dakikada sahneye çıkıp bir de gol attı. İleri uçta Spas Delev -Nobre tercihi mantalite olarak doğru gibi görünse de, sahaya yansıyan olarak arızaları vardı. Çabuk ve sprinter bir oyun stili olan Spas’ın adam eksiltme, karar anı ve final vuruşlarında sıkıntıları göze çarptı.

Son olarak yedek kaldığı için son derece gergin olan Hakan Arıkan’ın agresif tutumu ligin en centilmen takımı Gençlerbirliği oyuncuları ve Teknik direktörünü de çileden çıkardı. Maçın sonunda seyirciyle dalaşması Milli Kaleciye yakışan bir tutum değildi. Hakem maçın ardından uzun süre Hakan’ı süzmesine rağmen, neyse ki cezaya başvurmadı. Yaşanan bu durumu tecrübeli kalecinin uzun süredir yedek kalışına ve yeniden ispat dönemine girmesine bağlamak mümkün.

Kendi sahasında rakiplerin korkulu rüyası olan Gençlerbirliği’ni deplasmanda dize getirmek, doğru planlama ve  yüksek mücadele gücünün eseriydi. Eksiklerin takıma dahil olması ile birlikte eski oyun anlayışına yaklaşan Mersin İdman Yurdu’nu bu süreçten sonra zorlu rakipler bekliyor.

Bu zorlu süreçte; yapılan her doğru iş,  iyi sonuçlar doğurmayabilir.

Ama bu insanı doğrudan ayırmamalı. .

Sağlam geçte olsa bulduğu bu doğrunun peşinden koşmalı. .

Unutulmamalıdır ki ;

Puan tablosu sadece attığınızı, yediğinizi ve puanınızın ne olduğunu yazar…