Bu sezon ilk kez uygulanan play off sisteminin lezzet kattığı bir maçtı. Önceki yıllarda bu maçlar gazozuna oynanırdı.. Tatsız tuzsuz geçerdi. Play off, her ne kadar yayıncı kuruluşun zararını önlemek için icat edilmiş bir sistem olsa da , Mersin- İstanbul maçını önemli ve seyredilir hale getirdi.
Kırmızı lacivertliler sahaya farklı bir kadro ile çıktı. Birkaç haftadır gündemden düşmeyen İbrahim Kaş, sezon sonu gelmesine rağmen hala form tutmayan Andre Mortiz bu defa ilk 11 de forma giymeyen isimlerdi. Zurita bu defa sahada Hakan Bayraktar’sızdı. Barış yine kulübede, Sehiç ise kaledeydi. Aslında hiçte fena bir kadro çıkmamıştı sahaya. Zurita’nın yerine Barış Ataş olsaydı ideal bir kadro sahada olacaktı. Forvet hattı ilk kez bu kadar zengin ve aksiyoneldi. Kümede kalmayı garantileyen ve daha cesur bir kadro ile sahaya çıkan Sağlam forvet hattını ilk kez üçlemişti. .Ve bunun da semeresini henüz ilk dakikalarda aldı. Erdal’ın akıl dolu hareketi bir anda Nobre’yi kaleci ile karşı karşıya bıraktı.
Hazır Nobreye gelmişken bir parentez açmakta fayda var. Çok enteresan bir futbolcu. Forvetler genelde kendilerine dinlenecek zaman ayırır, maç içinde daha zinde kalabilmek için. Ama Nobre’de bu yok. Sağında ve solundaki Tonia ve Erdal dinlenirken O bir o kanada bir diğer kanada gidip rakibe baskı yaptı. Üstüne üstük orta alana kadar gelip top dağıttı. Bir de utanmadan (!) ceza sahası içinde pozisyon bulup, gol attı. Bu adam alışılmışın dışında bir Brezilyalı..
Neyse maça dönelim…
Nobre’nin attığı golden sonra İstanbul biraz silkelenerek kırmızı lacivertlilerin üstüne gelmeye başladı. Joseph’in hatası ile Webo iki kez gole yaklaştı ama olmadı. İlk yarının sonlarına kadar oyun da denge vardı ve her iki takım da golle tanışabilirdi. Son dakikalarda kırmızı lacivertliler rakip kalede bunaltıcı bir baskı kursa da gol çıkaramadı.
Her ne kadar gol sağ kanattan gelse de , yine sağ kanattan baskı yediğimiz gerçeğini gören Sağlam, Tonia üzerinden hücuma ara verip ikinci yarıya Nduka ile başladı. Bu plan bana göre sağ kanatta defansta zor anlar yaşayan Erhan Güven için gerekliydi. Belki Tonia yerine Erdal tercihi daha doğru olurdu..
İkinci yarıda gol için kırmızı lacivertlilerin kalesine yüklenen konuk ekip defansta büyük boşluklar vermeye başladı. Geçtiğimiz yıldan bu yana zamanlama sorunu olan ve topu fazla ayağında tutan Nduka biraz dikkatli olabilse ikinci yarının ilk çeyreğinde kırmızı lacivertliler farka erken ulaşabilirdi. Webo karşısında zor anlar yaşayan Joseph’in sakatlanmasının ardından defansta sıkıntılı dakikalar yaşayan kırmızı lacivertlilerin imdadına kaleci Sehiç yetişti. Muhteşem refleks, yer tutuş ve motivasyonu ile rakibe geçit vermeyen Sehiç günün yıldızlarından biriydi. İyice riski göze alan ve gol için saldıran konuk ekip, gol yapamadığı bir pozisyonun ardından duran toptan golü kalesinde görerek, evine eli boş döneceğini tescillemiş oldu. Bueno’nun şık vuruşu sonucu belirleyen ve kırmızı lacivertlilerin play off umutlarını yeşerten gol olarak skorboarda yazıldı.
Takım adına çok iyi işlerin yapıldığı maçta günün en kötü görüntüsü ise Hakan Bayraktar’ın Nurullah Sağlam ile yaşadığı dialog’tu. Joseph’in sakatlığının hemen ardından hocası tarafından oyuna girmesi için çağrılan Hakan Bayraktar’ın “koş” uyarılarına rağmen yürüyerek yedek kulübesine kadar gelmesi şaşırtıcıydı. Bu bir dönem önce Nduka ile yaşanmış bir görüntünün benzeriydi. Ayrıca rakip yedek kulübesinin hemen arkasındaki tribünden Teknik Direktör Arif Erdem’e verilen tepki centilmen Mersin idman Yurdu taraftarına hiç yakışmadı.
Bu galibiyet kırmızı lacivertlilerin yeni hedefi adına çok önemliydi. Samsun’un büyük ölçüde küme düşmüş olması gelecek hafta oynanacak maçın Mersin açısından önemini bir kat daha arttırdı ve ilerleyen haftalara play off’a daha umutla bakmasını sağladı.