A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Abdullah Avcı, milli takımda geleceğe yönelik yatırımların yapılması gerektiğini belirterek, ’’Şu anda A Milli Takım’da oluşturduğum grup, önümüzdeki 10 seneyi oluşturacak bir grup olacaktır’’ dedi.
Abdullah Avcı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Destek Hizmetleri Gençlik ve Spor Müdürlüğü tarafından, 2012 Avrupa Spor Başkenti etkinlikleri kapsamında, Vefa Lisesi’nde organize edilen ’’Sağlıklı Yaşam ve Spor’’ başlıklı konferansa katıldı.
Konferansta öğrencilerin sorularını yanıtlayan Avcı, Avrupa ve Dünya Futbol Şampiyonalarında başarılı olan takımların yaş ortalamasının 27-28 olduğunu dile getirerek, ’’Bundan evvel iki turnuvaya katılmamış bir tamımız var. Aynı zamanda Şampiyonlar Ligi’nde, UEFA Avrupa Ligi’nde başarılı olamamış kulüp takımlarımız var. Milli takımlarda daha önce 1985 ile 1991 doğumlu oyuncularla beraber çalıştım. Geçenlerde 27 kişilik bir kadro açıkladık ve buna ilaveten dışarda 5-6 oyuncu var. 32 oyuncu ile beraber A Milli Takımı oluşturmaya çalışıyoruz. Bunun havuzunu Avrupa ile beraber genişletmeye çalışıyoruz. Günü kurtarmak değil, geleceğe bir takım yatırımlar yapmamız lazım. Şu anda oluşturduğum grup, önümüzdeki 10 seneyi oluşturacak bir grup olacaktır’’ dedi.
Avcı, milli takımda yürütükleri eğitim projeleriyle ilgili bilgi vererek, ’’Biz kendi sektörümüzde futbolun eğitimi ile uğraşıyoruz. Antrenör eğitiminde bir standart yakalamak istiyoruz. Okul eğitimi ile futbol eğitimini bir araya getirecek projeler yaratmaya çalışıyoruz. Eğitimi tabana yaydığımızda spor kültürünün, spor ahlakının yerleşeceğini düşünüyoruz. Özellikle fair-play derken, ben de milli takımlarda ve çalıştığı kurumlarda hep şunu ifade ettim. Hakeme, rakibine, kendi takım arkadaşına saygı gösteren, bir futbolcu topluluğu yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu da spor ahlakını oluşturacaktır.’’ diye konuştu.
’’İSMİMİN ÇABUK KİRLETİLMESİNİ İSTEMEDİM’’
Bir öğrencinin, ’’İstanbul Büyükşehir Belediyespor’da çalışırken, büyük takımlardan teklif aldığınıza dair haberler vardı. Neden değerlendirmediniz?’’ şeklindeki sorusuna Avcı, bulunduğu mevkiye büyük emekler vererek ulaştığını anlatarak, ’’Ben buraya tırnaklarımla kazıyarak geldim. İstanbul Büyükşehir Belediyespor’da istikrarlı bir dönem geçirdim. Özellikle istikrarsız bir ülkede, istikrarın sağlandığı bir spor kulübünde neler olabileceğini gösterdik. Abdullah Avcı ismi, zor ve meşakkatli yollardan geldiği için, özellikle büyük takımlarda 2-3 maç kaybedip, ’yapamadı’ veya ’altyapı hocası’ derdirttirmemek için sabırla, kendimi geliştirerek çalıştım. Futbolun en tepesindeki nokta olan A Milli Takım olunca, kabul ettim. İsmimin çabuk kirletilmesini istemedim. Sabırlıyım, öyle ihtiraslarım yok. Doğru zamanda doğru bir karar vermenin, bu konuda çok önemli olduğunu düşünüyorum.’’ dedi.
"3 TEMMUZ’DAN İTİBAREN BU KONUYLA İLGİLİ KONUŞMUYORUM"
Abdullah Avcı, bir soru üzerine, futboldaki şike davası ile ilgili şu ana kadar hiç konuşmadığını anlatarak, ’’3 Temmuz’dan itibaren bu konuyla ilgili hiç konuşmuyorum ama futbol çok güzel bir oyun. Herkesin sevdiği bir aşk. Umarım bu süreç yakın zamanda noktalandıktan sonra, herkes o futbol topunun olduğu sahaya tekrar bakacaktır. Olumlu yönleri de var, olumsuz yönleri de. Umarım önümüzdeki sezon daha renkli, daha keyifli, herkesin futbola odaklandığı bir lig olur’’ diye konuştu.
Şike soruşturmasında bir süre tutuklu yargılandıktan sonra serbest kalan eski futbolcusu İbrahim Akın’ın çok yetenekli bir oyuncu olduğunu dile getiren Avcı, ’’İbrahim Akın çok yetenekli, Türk futbolunun yetiştirdiği önemli oyunculardan bir tanesi. Bulunduğu kulübe ve Türk futboluna katkı sağlaması açısından tekrar sahada görmek isteriz’’ dedi.
"PLAY-OFF’A DOĞRU BİR HEYECAN VAR"
Spor Toto Süper Lig’de uygulanacak play-off sistemiyle ilgili düşünceleri sorulan Abdullah Avcı, ’’Play-off sisteminin sağlıklı mı, sağlıksız mı olduğuna oynandıktan sonra karar vereceğiz. Ama şu an itibariyle oraya doğru bir heyecan var. Bakalım oradaki maçlar, atmosfer, oyun kalitesi ne kadar bizi tatmin edecek. Bunu zaman gösterecek. Ardından karar vermek daha doğru olur’’ ifadelerini kullandı.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun bu sezonki uygulamasıyla seyircisiz maçlara alınan kadın ve çocuk taraftarların karşılaşmalara renk kattığını söyleyen Avcı, ’’Bu uygulama ilk defa bu sene başladı. Bayanlarımız gittikleri maçlarda hakikatten çok renk veriyorlar. Zaman içinde onlar da futbol oyunun kurallarını öğrendikten sonra, içeriğini öğrendikten sonra daha sakin, çok fazla gürültü yapmadan seyredip, daha fazla katkı sağlayacaklardır diye düşünüyorum. Ama çok keyifli ve renkli oluyor’’ diye konuştu.
’’AVRUPALI ANTRENÖRLERDEN HİÇBİR EKSİĞİMİZ YOK’’
Abdullah Avcı, Fatih Terim’in A Milli Takım ve Galatasaray ile elde ettiği başarılardan sonra Türk antrenörlerin önünün açıldığını dile getirerek, ’’1999-2000’den beri Türkiye liglerinde ağırlıklı olarak yerli antrenörler çalışıyor. Bizim Avrupalı antrenörlerden hiçbir eksiğimiz yok. Gerekli zamanın ve sabrın yerli antrenörlere gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum’’ dedi.
Avcı, Türk futbolunda eğitim ile ilgili ciddi sorunların olduğunu savunarak, ’’3 milyon Türk’ün yaşadığı Almanya’dan Real Madrid’e 3 Türk oyuncu gidiyorsa ve 75 milyon nüfuslu ülkemizden daha az oyuncu gönderiyorsak, bunda etiğim ile ilgili bir takım sorunlar var. Milli takımdaki 4 aylık sürecimin 15 günü milli takımla, 3,5 ayı eğitim ve tesislerle ilgili bir takım projelerle uğraşmakla geçiyor. Eğer bu yönde yatırımlar yapılmazsa, hiçbir şekilde yurt dışına oyuncu gönderme durumumuz oluşmayacaktır. Ben Almanya’ya da gittim. Alman Milli Takım teknik direktörü ile görüştüm. Çok önemli 3 kulübün gençlik geliştirme merkezlerini de gezdim. Onların benim bildiklerimden fazla bildikleri yok. Biz toplum olarak çok zekiyiz, biz de uygulama ile ilgili sıkıntı var. Biz de bu uygulamayı hayata geçirmek için bir takım çalışmalar yapıyoruz.’’ dedi.
Konferansta ayrıca, İstanbul Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Bülent Bayraktar, sporun sağlıklı yaşamdaki önemine ilişkin bir sunum yaptı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Müdürü Osman Avcı da Abdullah Avcı ve Bülent Bayraktar’a birer plaket takdim etti.