Paskolik.com genel yayın yönetmeni Ali Şanlı’nın son köşe yazısı....
Mersin İdman Yurdu için lig geçen hafta bitmişti. Samsun maçından sadece taraftar umutluydu. “Acaba buradan alınacak 3 puan bizi play-off’a götürür mü” düşüncesi vardı. Ama aynı düşünceyi oyuncular paylaşmıyordu. Hal böyle olunca Mersin İdman Yurdu için amaçsız, sıradan, bitse de gitsek havasında eziyetli bir maç oldu. Kaleden başlayan bir dizi hata zinciri sonucu pozisyon fulu da olsa basit bir gol yenmesine neden oldu.
Amaçsız sahada dolaşan oyuncuların aklına koşmak, mücadele etmek gelmeyince mağlubiyet de kaçınılmaz oldu. Emin olun kaptanlık bandı saha içinde oyunculardan daha çok dolaştı. Kırmızı kart görene kadar Nobre taktı bandı, ardından Hakan taktı o da ilerleyen dakikalarda oyundan alınınca Çağdaş’ın koluna girdi. Kaptanlık bandı maça ileride başladı, orta alana geçti ve maçı defansta bitirdi. Nobre tatile erken girmek için elinden geleni yaptı. Eee bizim oğlan İbrahim’in neyi eksik, sen gidersen ben de giderim dedi ve o da atıldı. Zaten koşmaya gönülleri olmayan futbolcular sahada eksik kalınca geriye düştükleri maçı çevirmek sihirli bir değneğe kalmıştı. O da olmayınca 1. dakikada belli olan sonuçla yani mağlubiyetle ayrıldılar. Ben son 2 maçta da farklı sonuç beklemiyorum. Oysa TFF galibiyete 800.000 lira verdiğini düşünecek olursak maçlara asılmaları gerektiğini anlatacak birilerinin çıkması gerekiyor. Samsun maçına bakılacak olursa yönetim de teknik ekip de dükkanı kapamış. Bu yıl da böyle geçti. Fazlaca şike konuştuk, fırsat buldukça arada maç izlemeye çalıştık, Nurullah Hocanın gel-gitleri eşliğinde bazen kızdık bazen de alkışladık.
Deniz bitti, kara göründü. Son 2 maça; seneye takımda kalmasını düşündüğünüz ve alt yapıda gelecek vadeden oyuncular ile çıkılmalı. Başta yaşı ilerlemiş ve performansı düşük olan oyunculara teşekkür edip yol ayrımına gidilmeli. Samsun giderayak yine öksürttü, Karabük de dost kazığı atmaz ise Eskişehir ile güzel bir final yapar, şikenin gölgesinde geçen bir sezon mutlu son ile biter.