‘Tugay Kerimoğlu Blackburn Rovers’te oynarken kulüpte bulunduğu 8 sezon içinde Kulüp Başkanı ile iki kez karşılaştığını söylemiş.. Bu karşılaşmaların biri de süpermarkette alışveriş yaparken yaşanmış’
Bu anektod Avrupa’nın yönetsel anlamda futbola nasıl baktığını çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor. Başkan’ın yetkileri ile donatılmış bir genel menajer bu işleri yürütüyor deyim yerindeyse Başkanın esamesi okunmuyor. Bizde ise Başkanlar neredeyse soyunma odasından çıkmıyor.
Bu sistemin Türkiye’deki en önemli uygulayıcısı ise Kayserispor ve onun Genel Menajeri Süleyman Hurma.. Türkiye’de farklı Başkanlar konuşulur, farklı Teknik Direktörler konuşulur, farklı futbolcular konuşulur. ama Genel menajer deyince ilk akla gelen isim kesinlikle Süleyman Hurma olur.
Galatasaray’ın Amrabat ile ilgili tutumunu eleştiren Hurma için ‘Senin Mersin İdman Yurdu’na yaptığının bundan ne farkı var’ diye eleştirilirse de bence durum hiçte öyle değil. Paragöz olarak bilinen Bobo’nun menajeri Figer’in Mersin, Kayseri ve Sivas ile irtibatta olduğu, en fazla para veren kulübe de oyuncusunu verdiği anlaşılıyor. Kayseri’ye gore imkanları kısıtlı olan Mersin İdman Yurdu tüm umutlarını Brezilya geleneklerine bağlasa da bu transferden son anda eli boş döndü. Nobre gibi eşinin sözünden çıkmayan Sambacının Kayseri’ye gidişi, Bobo ve ailesine sunulan para ve sosyal imkanla ilgili nedenlere dayandırılabilir. Bir de Figer’in talep ettiği ve kılçıksız götürdüğü imza parasına..
Bobo transferine bitti gözüyle bakan Mersin İdman Yurdu yönetimi ise üzerindeki şoku atamamış görünüyor. Sudan çıkmış balık gibiler. Zaten Mehmet Işık ve Nurullah Sağlam Hollanda’da Otman’ın peşindeler. Başkan burada.. O da üzgün ama kontrollü bir açıklama yapmayı tercih etti. ‘Bizim verebileceğimiz para bu kadardı’ dedi. En bomba açıklamayı ise Asbaşkan Ayhan Erdem yaptı. Süleyman Hurma’yı etik davranmamakla suçlayan Erdem ardından Bobo ile ilgili öyle bir bilgi verdiki dillere destan.. Bobo’nun kronik bel agrısı olduğunu ve her maça iğneyle çıktığını söyleyen Erdem ‘Geçen sene 4 maç oynamış Zaten hocamızın da gönlü yoktu Bobo için’ dedi. Buyur burdan yak..
Şimdi bu ülkede avrupa standartlarında bir yapılanmayı uygulayan bir Kulüp ve genel menejerlik sistemini layıkıyla yapan bir kişiyi etik olmaya davet eden Asbaşkan Dr. Ayhan Erdem’in yaptığı bu açıklama aslında hedefinden çok, ipliğimizi pazara çıkaran bir açıklama olmuş. Baksanıza Sağlam’ın gönülsüz ve Bobo’nun kronik bel ağrısı olduğunu bu futbolcu Kayserispor’a gitmeseydi öğrenemeyecektik. Bunu bize bu transferin çıkış noktasında bulunan ve bu futbolcuyu ilk kez Mersin’in gündemine sokan bir kişi söylüyor. Geçen sezon deplasmandaki İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçına gelen Bobo ile fotoğraf çektirip kendisine Mersin’e gelmeyi ilk teklif eden kişidir Ayhan Erdem.. . Demekki fazla muhabbet tez ayrılık getirmiş.. Bence ‘Beni satanı bende satarım’ cinsinden yapılan bu açıklama biraz kronik bel altı olmuş…
Özellikle isminin önünde akademik bir ünvan olan bir kişiye bu açıklama hiç yakışmadı.
Ekranlara oynamak, transfer dönemlerinde ortaya çıkmak, twitter hesabından iletişim kurmak ve açıklama yapmak yerine Sayın Erdem’in yönetimiyle birlikte bence Kayserispor gibi kurumsallaşmaya, Süleyman Hurma gibi bir profesyonellerle çalışmak için adım atmaya zaman ayırması gerekir.
Burnumuzun dibindeki Messi Emre’yi, elimizin altındaki Bobo’yu tereyağından kıl çeker gibi alan Kayserispor bence eleştirilmesi gereken değil, izlenmesi gereken bir kulüp..
Tabiki izlemesini ve görmesini bilene !