Kırmızı lacivertliler kötü bir transfer dönemi geçiriyor. Hem kadroya dahil edilen futbolcular , hem de transfer politikası açısından yaşanan gelişmeler sporseverleri . kaygılandırıyor. Eğer sürpriz bir takım gelişmeler olmazsa bu sezon kırmızı lacivertliler açısından oldukça sıkıntılı geçecek.

Kulübün mali portresi ortada.. Geçmişe nazaran çok fazla değişen bir şey yok. Ha deyince bir futbolcuyu kadroya dahil edecek gücü yok kulübün. Kılı kırk yarıyorlar. Ama şu ana kadar transferde oldukça başarısız bir görüntü çiziyorlar.

Giresun’dan alınan Eren Tozlu kapalı kutu. Bir alt lige düşen takımın en fazla gol atan oyuncusu da olsa süper lig kariyeri yok. Ne yapacağı muamma. Seyrettiğim kadarıyla yetenekli, çabuk , karar ve takip  yeteneği gelişmiş. Gol vuruşları da etkili. Forma giyse de bir üst ligte neler yapabileceği kendini geliştirmesine ve özgüvenine bağlı.

Murat Erdoğan bildiğimiz bir futbolcu. Aslında bu sezon zor zamanlarda bilgisi ve deneyimine  başvurulacak diye kadroya dahil edildi. Ama gelişmeler bu takımda banko oynar dedirtiyor bize. Hala bir play-maker transferi yok ortada.

Defans bloğuna alınan Erkan Sekman için en fazla göze batan unsur  Nurullah Sağlam ile Konya’da başlayan birlikteliklerinin, Gaziantep ve Denizlispor’da devam etmiş olması . Sonra Erkan Antalya’ya, Sağlam Mersin’e .. Kader bu ya yeniden Mersin’de buluşacak bu ikili..

Serkan Yanık hakkında pek bilgi sahibi olduğumu söyleyemem. Sağ bekte Erkan ile bu sezon büyük mücadeleye girecek. İnatçı ve hırslı bir futbol kimliği var. 3 sezonda neredeyse 70 maçta forma giymiş. Bu da istikrarlı ve çok sakatlanmayan bir oyuncu olduğu algısını kuvvetlendiriyor.

Ve Stepanov... Güçlü, deneyimli ve kale gibi bir futbolcu. Ama biraz kumdan bir kale. Çok sık sakatlanan bir futbolcu. Porto gibi şampiyonlar liginde mücadele eden bir takımın futbolcusu iken, sıkıntılı bir Türkiye kariyerine adım atan Sırp oyuncu Malaga’da iken aynı yerinden 3 kez sakatlanmış. Bu sezon umarım  Stepanov’un sergilediği mücadeleden çok sakatlıklarından bahsetmeyiz.

Veli Kızılkaya’dan da bahsedecektik ama onun forma rengi, bizim de yüzümüzün rengi değişti. Bana son gelen bilgi Veli için bonservis parası çıkınca maliyeti yüksek gelmiş…O yüzden bizimkiler vazgeçmiş. Bir stoper ile daha görüşüyorlar şu sıralar.

Bu isimlerin hiçbiri taraftarın heyecanını körükleyecek isimler değil elbette. Sporseverler daha iyi isimlerin beklentisinde… Figer’in Bobo’su  Kayseri’ye gitti. Hüsran… Ardından Yattara fiyat arttırdı.. O da hüsran.. Miguel de hanımdan izin alamadı.. Yine bize hüsran..

Şimdi taraftar en çok şunu merak ediyor. 30 milyonluk bütçe ayrılmasına rağmen neden nokta transferler yapılamadı.? Evet ortada bir bütçe var. Ama reel bir bütçe değil. Bu bütçe gerçekten olsaydı kulübün  Bobo, Otman Bakkal, Yattara, ya da Holosko’nun peşinden koşmasına  gerek yoktu, Avrupa’da bu bütçeye sırtını dönmeyecek onlarca futbolcu vardı. Kısaca adı olan ama kendisi olmayan bir bütçe var ortada.. Taraftar bunu bilsin ve beklentilerini buna göre belirlesin.

Birde transferin yönetiliş şeklinde ciddi arızalar var. Transfer komitesi oluşturuldu ama Mehmet Işık’tan başka kimse yok ortada. Adam işi gücü bırakmış, transfer pazarının müdavimi olmuş durumda. Şimdi gidin sorun Işık’a, “Türkiye’de hangi futbolcu kaç Euro diye” adam size bırakın futbolcunun kaç para olduğunu, hanımıyla arası nasıl, çocukları hangi okula gidiyor, ne yer ne içer hepsini saysın.

Yönetimin çalışma biçimindeki uyumsuzluk da enteresan. Işık çok gixli ve ketum yürütüyor transferleri..  Cevap veremeyecekse telefona bile çıkmaz, yalan söylememek için. Basında haberlerin çıkmasından rahatsız oluyor ve işlerini güçleştirdiğini söylüyor.  Hele Bobo transferinin olumsuz sonuçlanmasından sonra yüzünü gören, sesini duyan  cennetlik. O işini yaparken bizimki de zorlaşıyor tabi.. Amansız bir mücadele var aramızda..

Mehmet Işık bu kadar gizli çalışırken biri var ki adeta bizi tahrik ediyor. Sağolsun Asbaşkan Ayhan Erdem’in twitter hesabı olmasa yek ekmeğe muhtaç olacağız.(!)  Bobo ve sonraki transfer çalışmalarını tweetleyen Erdem, bizim dikkatimizi  bu transferlere yöneltiyor. Ardından başlıyor hummalı bir çalışma. Sonra yönetim  bileğimizin hakkıyla ulaştığımız transfer haberlerine bile  “Aman yazmayın, fiyat artıyor, kulübe zarar veriyorsunuz” diyor.. Bu ne ne perhiz, bu ne  ne lahana turşusu anlamış değilim.. 

Bakın, bize kızmaya hakkınız yok.. 

Biz görevimizi yapıyoruz..

Daha öncede size söylediğim gibi iyi niyetinizden şüphem yok ama biraz kurumsallaşabilseniz, içerde çok , dışarıda tek sesli olabilseniz, çifte standartı terk edebilseniz ve  birinizin yaptığını biriniz bozmasanız işlerin daha sağlıklı yürüdüğünü göreceksiniz.

Siz içsel bütünlüğünüzü sağlayın yeter.

İşte o zaman biz de o bütünün bir parçası gibi hareket ederiz. .