Önemsiz gördüğümüz Siirtspor karşılaşması, sonuçları itibariyle son derece önemli gelişmelere ışık tuttu. Sahaya çıkan kadrodan tutun, takımın ve hocanın üzerindeki baskının ne aşamaya geldiğini hep birlikte görmüş olduk.
Teknik Direktör Nurullah Sağlam’ın sahaya sürdüğü kadro, bu sezon ligde kullanmayı düşündüğü isimlerden oluşuyordu. İlk 11’i zorlayacak olan Murat Ceylan ilk kez sahadaydı. Ama antrenmanlarda izlediğimizden uzak bir görüntüdeydi. Daha ısıran ve agresif oyun yapısı yerine, daha sakin ve kontrollü bir maç çıkardı. Murat defans kanatlarla oyun kurmayı tercih edince orta alanda çok boş koşu yapmak zorunda kaldı ve zayıf rakibi karşısında daha ofansif bölgede oynadı. Böylece biz onun defansif becerisini gözlemleyememiş olduk. İvan henüz istenen düzeyde değil. Eren’in golcülük genlerinde var ama bu ligin gücüne ulaşması için zaman gerekiyor. Belki erken ama Erdal Kılıçarslan , yerine transfer edilen Robak’tan çok daha kreatif ve çok daha kullanışlı bir oyuncuydu. Yazık oldu. Defansa gelince çok dağınık ve kademe anlayışı yerleşmemiş görünüyor. 3 klasman aşağıdaki bir takım karşısında bile oldukça zorlandılar ve anlamsız hatalar yaptılar.
Saha içindeki durum böyleydi. İlk yarıda ortaya çıkan tablo, zor günler yaşayan Teknik Direktör Nurullah Sağlam’ın aldığı kararlara da yansıdı. 8 eksikle Mersin’e gelen rakibine karşı sahaya düşündüğümüzden daha ciddi bir kadro süren tecrübeli teknik adamın üzerindeki BASKI alışıla gelmiş CESARETİNE galip geldi. Formalite icabı yedek kulübesinde oturduğunu düşündüğümüz Mert Nobre ve Ben Yahia’nın 46. dakikada sahada olması, Sağlam’ın sahadan, teknik ve taktikten uzaklaştığı andı. Bence Sağlam bu dakikadan itibaren mental olarak ikinci yarıda oyunu terk etti ve korkularıyla baş başa kaldı.
Bu dış etkenli korkulara rağmen maçı Mersin İdman Yurdu bir şekilde kazanacaktı. Ama kırmızı lacivertliler Nobre ve Yahia gibi iki önemli oyuncusunu da kaybedebilirdi. Ligde klasman düştükçe futbolun sertleştiğini içimizde en fazla Sağlam bilir. Olası bir sakatlık önümüzdeki Trabzon maçını riske sokabilirdi. Zaten Yahia ve Nobre’nin olmadığı maçlar bizim için skoru koruyacağımız maçlardan öteye gitmiyor iki yıldır… Bu iki futbolcunun bence sahaya sürülmesi korkunun yarattığı bir düşüncenin ürünüydü. Neyse ki korkulan olmadı..
Maç sonu toplantısında Sağlam’ın kendisine yönetilen bir soruya verdiği cevap ta psikolojisinin ne durumda olduğunu kanıtlar gibiydi.” Neden yedeklerden kurulu bir kadro ile sahada değildiniz” sorusuna Sağlam, “ Risk alacak durumda değiliz. Eğer yenilseydik bu toplantıda bana ne soracaktınız, ne yazacaktınız” demesi futbolun bir sonuç oyunu olduğunu anlatır nitelikteydi. Ayrıca bu cevap Nurullah hocanın üzerindeki baskı ve korkunun sebebini de ele vermiş oldu. Hocanın tüm planları bu baskının altında yapılmış ve her ne şekilde olursa olsun yenilmemek üzerine kurulmuştu.
Ama hocamın unuttuğu bir şey vardı .
Belki sahada galip geldi ama korkularına yenildi !..
*****************************
Kurtuluş cesurların elde edebileceği bir şeydir.
Hocamın sevdiği de bir söz vardır; “Öldürmeyen darbe, cesaretlendirir” diye..
Bende İstiklal Marşımızın ilk kelimesini severim…
“Korkma….. ……………………"