Paskolik.com genel yayın Yönetmeni Ali Şanlı, Mersin İdman Yurdu-Galatasaray maçını değerlendirdi.
Anti futbol
Yaygın basının usta kalemleri, lig başlamadan Fenerbahçe ve Galatasaray’ın yaptıkları transferlere güvenerek Türkiye liginin İspanya ligi gibi olacağını yazıp çizdiler. Ligi Fenerbahçe ile Galatasaray’ın domine edeceğini, ilk iki sıranın meşgul olacağını yazdılar ve söylediler. Hatta çokbilmiş usta kalemler olayı biraz daha abartarak Galatasaray’ın rüya takım olduğunu bile üfürdüler. Sonuç ligin 11. haftası Galatasaray’da 11 puan kayıp, Fenerbahçe’de 14 puan kayıp. Şu an ki tablo yapılan transferlere göre konuşulmayacağının en büyük göstergesi. Sahaya çıkıp mücadele etmezsen, iyi futbol oynamazsan, sorumluluk almazsan transfer dönemi 200 Milyon lira harcasan kaç yazar.
Mersin İdman Yurdu-Galatasaray maçı gösterdi ki futbol isimlerle oynanmıyor; sahaya çıkıp koşanın, mücadele edenin kazandığı bir oyun. Dünkü maç her iki takımın da çok koşmadığı, hırsın, isteğin az olduğu bu yüzden haftanın en sıkıcı maçıydı.
Mersin İdman Yurdu Hakan Bayraktar’ı geriye çekerek 3 stoperle oynadı. Buradaki amaç Galatasaray’ın defansın arkasına kaçırdığı Burak ve Umut’un önünü kesmek ve boş alan bırakmamaktı.
Kısmen bunda başaralı olmuş olabilirler. Kısmen diyorum çünkü Galatasaray’ın 2 direkten dönen ve 5 de net gol girişimi vardı. Üstelik bu pozisyonların genelinde Mersin İdman Yurdu ceza sahasında hep fazlaydı. Hep söylerim ceza sahasında fazla olmak gol pozisyonu vermeyeceksin anlamına gelmez. Bu olay defalarca kanıtlanmasına rağmen Nurullah Sağlam ve onun gibi hocaların kalenin önüne barikat kurarak anti futbol anlayışıyla günü kurtarmaya bir bakıma koltuğunu sağlamlaştırmaya yönelik oyun anlayışıdır.
Türk futboluna hiçbir katkısı olmayan bu anlayış devam ettiği sürece ne Anadolu takımları İstanbul takımlarını zorlar ne de Milli takım Avrupa ve Dünya kupasında başarılı olur.
Nurullah Sağlam’ın Galatasaray maçında doğrusu yok muydu? Tabiî ki vardı. Culio’yu kendi yerine alması, takım olarak top rakipteyken ama maçın bazı bölümlerinde takım olarak topun önüne geçmeleri olumlu işlerdi. Ama hepsi bu! fazla yazacak bir şey yok çünkü Mersin İdman Yurdu bu maçta gollü düşünmedi, atak yapmak pozisyon üretmek ilk düşünceleri değildi; tek bir amaç vardı 1 puan!
Bunu bir şekilde başardı takım. Ama gelecek adına hiç umut vermedi. Ligin 11.haftası 1 galibiyet var ve elde 9 puan, umut azalıyor her geçen hafta.
Haftaya Bursa maçı var. Mersin orada bir mucizeyi gerçekleştirmez ise 12. hafta 9 puanda kalınacak. Yara büyük, kan kaybı devam ediyor. Sorumlular işi pansumanla geçiştirmeye çalışıyor. Böyle devam ederse kaçınılmaz son yakın!
Hasta kaybedilir, olan bu kente olur; 50 milyon civarında borç, elden kaçmış oyuncular, sil baştan kurulacak kadro, yeniden borçlanma…
Neyse umarım bu noktaya getirenlerin bir B planı vardır. Son olarak Mersin İdman Yurdu rüya takımı ile kendince güzel bir maç oynadı. Ama rüyadan her iki takımında biran önce uyanması gerekiyor gerçek yaşama dönmeleri gerekiyor. Makas daralıyor. Galatasaray zirvede yalnız değil, Mersin İdman Yurdu ise ligin dibinde yalnız kalabilir. Güzel rüyaların kötü yanı uyanınca gerçek yaşama uyum sağlamakta zorlanılır umarım bu süreci Mersin İdman Yurdu kısa sürede atar Galatasaray’dan aldığı 1 puanın etkisiyle Bursa maçına havalı çıkmaz.