Eskişehirspor deplasmanı gösterdi ki, saha içinde her şey yolunda gitmeye başladı. Çok kısa sürede takımda hem oyun anlayışındaki değişim oturmaya, hem de saha içi ve saha dışında dayanışma ve yardımlaşma kendini göstermeye başladı. Bazı bölgedeki eksiklerinde giderilmesi ile birlikte, 90 dakika boyunca forma için savaşan bir takım haline gelmiş olacak Mersin İdman Yurdu. .
Geçtiğimiz hafta Sivas maçının son dakikalarında Can Erdem’in ayağından gelen golün sonrası çekilen bir sevinç fotoğrafı ilgimi çekmişti. Fotoğrafta asisti yapan Burhan ve golü atan Can Erdem’in dışında kalan 3 kişi Stepanov, Mitroviç ve Serkan Yanık’tı. Maçın sonları olmasına rağmen rakip kalenin önündeki sevinç tablosunda 3 defans oyuncusunun olması takımdaki enerji , motivasyon ve arkadaşlığın ne boyutlara geldiğini gösteriyordu.
Kırmızı lacivertliler, bu tablodan sadece bir hafta sonra Eskişehirspor deplasmanında işte bu yardımlaşma ve oyun anlayışını sürdürdü. İlk yarıda kalesinde Tello’nun şutu dışında bir pozisyon görmeden, sayısız gol fırsatları yakaladı Mersin İdman Yurdu... Nobre ve Nduka’nın kaçırdığı goller inanılmazdı ama bunları bundan sonrada sık sık yaşayacağımızı herkes görecek. Çünkü bu takım ofansif anlamda bol pozisyon üretebilecek bir anatomiye sahip oldu.
Defansın uyumu en fazla göze çarpan unsurdu bana göre... Mitroviç ve Stepanov yine üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptı bu maçta... Bakın geçen hafta Sivasspor’lu Enaramo bu ikilinin arasında yerlerde sürünürken, bu hafta adam Egemen ve Bekir’in arasından taklalar atarak gollerini kutladı ..Serkan Yanık içinde parantez açmak lazım. Hem yüreği, hem oyun disiplini, hem de sezgileriyle gün geçtikçe büyüyen Serkan tam bir görev adamı olduğunu kanıtladı. Herkes Tanju ne zaman oynayacak diye düşünürken, o işini yaptı ve formayı sırtından çıkarmadı. Sezonun ilk yarısında kaçak güreşen Culio, ikinci yarıdaki 3 maçta neredeyse kimlik değiştirdi..Arjantinli yıldız asıl mevkisi olmamasına rağmen , arkasında oynayan İvan’ın bile kademesine girecek kadar enerjiye kavuşması takım adına en önemli artılardan biriydi… Ve Nduka.. Ceza sahasına girene kadar bize Ronaldo’yu izlettirip, ardından hevesimizi kursağımızda bırakan adamdan bahsediyorum. Eskiden maçların yada filmlerin en heyecanlı anında zırt diye ortaya çıkan reklamlar gibi Nduka.. Son vuruşlarının çaresine bakarsa ve kadroda yer bulmaya devam ederse ikinci yarıda çok fayda sağlar bu takıma..
Takım saha içi anlayışında ne kadar üstüne koyarak hedefine ilerliyorsa, yönetim de enteresan işler yapmaya devam ediyor. Tam bir mehteran. Takım iki ileri, yönetim bir geri. Transfere harcadığı parayı taraftardan çıkarmaya çalışan bir zihniyet. Galibiyeti sıcak paraya tercih eden bir mantalite. Fenerbahçe maçının bilet fiyatlarından bahsediyorum. Akıl alacak bir iş değil. Stadyumda sessiz çoğunluk yaratma çabası ancak bu kadar başarılı bir yöntemle yapılabilirdi. Hakikaten Bravo !..
Sonuç olarak ;Futbolcular deplasmandan 1 evimizden 3 puan diye ince hesap yaparken, yöneticiler 1 koyup 3 almanın hesabını yapıyor.
Peki bize ne düşüyor. ..Söylememe gerek yok.. Siz anladınız onu :))