Köyün yaşlı semercisi Bekir usta ölmüştü.
Tüm eşekler köy meydanında toplandılar, tepindiler oynamaya başladılar…
Yaşlı hasta bir eşek duvar dibinde düşünüyordu, onu görüp yanına geldiler.
-Haberin yok herhalde, semercimiz öldü, dediler.
-Ne olmuş öldüyse?
-Artık sırtımızda yara bere olmayacak, özgür olacağız.
-Nasıl bir özgürlükmüş bu.
-Semerci olmayınca artık sırtımıza semer yapılmayacak, kırda, bayırda istediğimiz gibi dolaşacağız….
Yaşlı eşek anlatılanlara güldü:
-Şaşarım aklınıza. Bugün sevinçle tepineceğinize, aslında yas tutmalısınız. Bekir usta iyi kötü sırtımızın ölçüsünü biliyor, bizi rahatsız etmeyecek semerler yapmaya çalışıyordu. Yarın acemi bir semerci gelir, sırtınız yaradan kurtulmaz. İyisi mi siz semerciden değil, eşeklikten kurtulmanın yolunu arayın. Eşek kaldıkça sırtınıza semer yapan bulunur.
* * *
Sanırım Mersin İdman Yurdu’nun şuan ki durumunu en iyi anlatan hikaye bu olmalı.
Belki biz 1. ligde daha mutluyduk, hesabımızı kitabımızı biliyorduk, ortalıkta dolaşan yüksek borç rakamları yoktu, takım bu kadar kentten, taraftardan uzak tutulmamıştı.
Bu yüzden bu yıl yaşananlar milat olsun…
Bu takıma ekonomik anlamda sabit gelir getirecek projeleri olmayan, takıma tam destek vermeyen hiçbir başkan adayını seçmeyelim.
Hikayede olduğu gibi semerciden değil saflıktan kurtulalım.