Geçen akşam yemekteyim. Telefonuma bir mesaj geldi. Çok sevdiğim okuyucularımdan biriydi. “Seni çok seviyoruz ama son dönemlerde biraz siyasi takılıyorsunuz” diye yazmıştı. Bazı okuyucularımızda bizim bir partiye ya da bir siyasi gruba endeksli olarak hareket ettiğimizi düşünmüş, sitemizin yorum köşesine bir takım eleştirilerde bulunmuştu. ..
Bu durumu yazıya dökmeyi pek düşünmüyordum açıkçası. Çok gerek duymuyordum. Çünkü kimin ne düşüneceğine insanın kendisi, birikimleri ve bakış açısı karar verir. Ben sadece bu eleştiriler üzerinden kamuoyuna bazı mesajlar vermenin tam da sırası olduğunu düşündüm.
Kabul edersiniz ki her insan gibi bizimde hayata bakış açımız ve siyasi görüşümüz var. Bu görüşlerimizi kendimize ait alanlarda toplumla paylaşıyoruz. Sosyal medya; insanların düşüncelerini başkalarını rahatsız etmeyecek bir üslupla açıkça ortaya koyduğu demokratik bir platformdur, biz ve bizim gibiler için… Başkası nasıl kullanır bilemem ama ben bu şekilde kullanıyorum sosyal medyayı.
Aslında sorun ya da algılama hatası burada başlıyor.
Okuyucularımızın sosyal medyadaki tavrımızla, habercilik üslubumuzu karıştırdığını düşünüyorum. Sosyal medyadaki çizgimizin haberciliğimize doğrudan yansıdığını ve bu nedenle taraflı bir tutum izlediğimizi eleştirenlerin olduğunu görüyorum. Üzülüyorum.. Bu şekilde düşünenlere hem kişisel hem de sitemizin arşivinin açık olduğunu da çok açık bir dille söylemek istiyorum..
**********************
Özellikle son dönemlerde Akdeniz Oyunları süresince yaptığımız haberlerin okuyucularımızın bir kısmını rahatsız ettiği açıkça görülüyor. Ama okuyucularımızın bir bölümü burada da yanlış bir yargıya kapılıyorlar.. Göçükler, açılış biletleri, dopingler, eylemler, vb. gibi haberleri kişisel yada siyasi görüşümüzle değil mesleki bir refleksle yaptığımızı söylememe bile gerek yok . Biz sadece var olan bir şeyi toplumla paylaşıyoruz ve kamuoyunun takdirinize sunuyoruz. Bu yaşananları haberleştirmemek ve görmezden gelmek gibi bir gafletin içinde asla yer alamayız. Bu oyunları Mersin’den ve Mersinliden uzak tutmaya çalışanlarla, eğer bir gazeteci mücadele etmiyorsa, onun da bu meslekte işi yoktur bana göre. Bence okuyucularımızın sorgulaması gereken şey ,bizim yazdıklarımızın neden başkaları tarafından yazılmadığıdır ?
Kafa patlatılması gereken konu da budur…
********************
Bizim ayrıca Mersin İdman Yurdu yönetimine muhalif olduğumuzda söylenir, bilinir. Bunu kişiselleştirenler bile oldu ve hala da oluyor. Halbuki biz sadece yönetim anlayışına muhalifiz. Yapılan yanlışlar ortada ,.. Zamanında, hem de defalarca uyardığımız halde aynı şeyler yaşanıyor. Eleştirilerimiz not edilmiyor ama biz kafalarda not ediliyoruz bu adamlar bize düşman diye.. Ama biz herkesin ; bir gün bize ve kalemimize ihtiyacı olacağını düşünüyoruz.
Oldu da..
İşte örnek.
Mersin Stadyumundaki locaların boşaltılması, protokol tribünün koltuklarının sökülmesini haber yapmıştık geçenlerde.. En fazla kimden alkış aldık biliyormusunuz. Tabi ki Mersin İdman Yurdu yönetiminden. Yanlış duymadınız.. Anlayışını devamlı eleştirdiğimiz ve belki de bizleri bitleri kadar sevmeyen Mersin idman yurdu yönetiminden…
Daha ilgincini söyleyeyim mi ?
Bize bu haberin istihbaratını da bir yönetici vermişti. . Bizden destek istemişti..
Hani Muhaliftik biz ! Ama tereddütsüz yazdık . Peki ya neden, hiç düşündünüz mü ?
Ya da onlar neden başkalarını değil de bizi aradı ve bu haberi verdi..
Onu da düşündünüz mü ?
Sebebi basit..
Çünkü bizim Mersin ya da Mersin İdman Yurdu’nun menfaatlerinden yana tavır koyacağımızı adları gibi biliyorlardı.
Bize ne kadarda kızsalar, bizi ne kadar sevmeseler de doğru işler yaptığımızı ve duruşumuzu biliyorlardı.
Doğru adreste olduklarından eminlerdi ve kimin neyi yazacağını üç aşağı beş yukarı biliyorlardı.
************
Ali Kahramanlı AKP İl binasında seçimleri takip etti.,As Başkan Ayhan Erdem aynı partinin Gaziantep Milletvekili adayı oldu. Bünyelerinde hatırladığım iki tane eski ilçe başkanı var. Kulübün AKP’ye endeksli olmasından rahatsızlık duyan Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan spor kompleksine olan borç yüzünden kulübü icraya verdi. Lisansların çıkmaması tehlikesi yaşandı. Şimdi de kulübe yaptığı aylık yardımı kesti. Sırf CHP’den aday oldu diye Selçuk Dereli Sportif Direktörlüğe getirilmedi. Zafer Çağlayan Nobre,Culio ve Ozan İpek’i getirdi. Şampiyonluğa giderken kulübe 600 bin TL yardım yaptı. Akdeniz Oyunlarında Başbakan yerel belediyelere teşekkür etmedi. Açılış biletlerine AKP’nin el koyduğu iddia edildi, Mersinli dışarıda kaldı. Şoförler ve temizlikçiler paralarını alamadıkları için eylem yaptı. Araçlardan bir tanesine Genelevde rastlandı.
Bunlar yazdıklarımızdan sadece bazıları..
O halde hala kimin tarafında olduğumuzu söyleyecek var mı ?