Denizlispor maçı net bir şekilde gösterdi Mersin İdman Yurdu fabrika ayarlarına dönmüş.Takımda ruh yok,mücadele yok,istek yok,yardımlaşma yok tüm bunlar silinmiş.Para ön plana çıkmış. Alınan para kadar oynanıp ,mücadele ediliyor yani ne kadar para o kadar mücadele ve puan olayına dönmüş(2-0 mağlupsun 1 sarı kart görmüşsün bu senin maçı ne kadar istemediğini en iyi anlatan tablodur)
Aslında PTT 1.Lig’in takımlarına bakılacak olursa ekonomik kriz sadece Mersin İdman Yurdu’nda yok.Ankaraspor ve İstanbul Belediyespor’u dışarıda tutacak olursak hemen hemen tüm takımlarda aynı sıkıntı başrolde.Ama diğer takımlara bakıldığında en azından sahada adam gibi futbol oynanıyor,mücadele ediliyor.Peki neden bunu Mersin İdman Yurdu’nda göremiyoruz buraya gelen oyuncular çok mu fakir, bugüne kadar hiç mi para kazanamamışlar , tek gelirleri buradan alacakları paramı.Bence değil buradaki sıkıntı yönetim ve teknik adam bana göre.
Ali Kahramanlı işi bilmediği gibi işi bilenleri de yanına almadığı için kulübü uçuruma sürüklüyor.6 yıllık Başkanlık döneminde 60 Trilyon borç ve elle tutulur kulübe ait hiç bir şeyin olmaması en büyük gösterge.Bunu uzun uzun yazmaya gerek yok çünkü Anamur’da dağın başında tarlada çalışan bile biliyor bu sıkıntıları.Asıl sorun irdelenmesi gereken bu sıkıntılar arasında gözden kaçan Hakan Kutlu’nun takımı nasıl yönetemediği, yaşanan bu krizi hasarsız atlatamaması.
Hep söylenir teknik adamların liderlik fasıfları olmalı , Yaşananları çeşitli açılardan yaklaşarak ve farklı fikirleri değerlendirerek çözüm bulabilme kabiliyet gerektirir.Maalesef yaşananlara bakıldığında bunlar Kutlu’da yok varsa da bize gösteremiyor sanırım.Sezon başı yapılan yanlış transferler, yaşı ilerlemiş oyuncuların alınması ve parayı ön planda tutan futbolcuların terci edilmesi bu noktaya getirdi.
Tüm bu kötü yönetime rağmen takım hala zirve yarışı yapıyorsa bunun en büyük nedeni Ankaraspor ve İstanbul Belediyespor’un beklenmedik puan kayıplarına bağlayabilirz.Hakan Kutlu’nun ise yürüyecek hali olmayan,orta sahayı geçmeyen Mehmet Yıldız’a katlanmasına ,Anıl’ın sadece top ayağındayken oynamasını,Veli’nin sahada gezmesine,Mahmut’un çöküşüne,Efe’nin ayağına gelen 10 topun 8’ni kalecisine 2’sini rakibe atmasına,devre arası aldıkları oyunculara form tutturamamasına bakıldığında bırakın ilk iki içinde olmasını ilk 6 ya bile girmesi zor.
Son olarak maça gelen taraftarlara sesleniyorum taraftarlık 90 dakika boyunca şarkı türkü söylemek değildir.Maçın gidişine göre, hakemin yönetimine göre,rakip takımların saha içindeki davranışlarına göre slogan atması hakemi ve rakip takımı baskı altına alması demektir.Takımınız 1-0 mağlupken siz Akdeniz akşamlarını söylüyorsanız,top rakipteyken ıslıklamıyorsanız,hakemin yanlış karalarında tepki göstermiyorsanız 90 dakika söylediğiniz şarkı türkülerle 12.adam olamazsınız.