Mersin İdman Yurdu ile Barcelona arasında aslında çok da fark yok. Her iki takım incelendiğinde ortak yönlerinin bu aralar hayli fazlaca gözüküyor. Örneğin her iki kulüpte transfer yasağı ile karşı karşıya kaldı, Her iki kulüpte yasaklı olduğu dönemde transfer yaptı. Barcelona yasaklı dönemde Arda Turan’ı aldı, Mersin İdman Yurdu ise Isaac Promise’yi aldı. Her iki takımda kongre yaptı.
Ama iki takım arasında küçük bir fark var , aslında küçük bir fark olması kadar doğal bir şey yok. Biri Dünya takımı Barcelona diğeri Gönlümüzün takımı Mersin İdman Yurdu. Aradaki tek fark ise Barcelona kalkan yasağın ardından Arda Turan’a imza attırdı Mersin İdman Yurdu ise Isaac Promise’yi yedirdi ,içirdi, besledi, bir miktarda para vererek gönderdi.
Aslında bu yaşanan bile Mersin İdman Yurdu’nun ne kadar yanlış yönetildiği,Vizyondan eksik ,ben yaptım oldu mantığı ile yönetildiğinin en büyük göstergesi. Bu şartlarda bir takımın uzun soluklu başarılı olması zaten imkansızdı ve o kaçınılmaz son geldi çattı. Acı olan ise hala insanların olayın ciddiyetine varmaması.
Bu takım transfer yapmaz ise büyük ihtimal ile küme düşecek. Bunu takımın başına gelen kısa dönemde 6. Teknik adam Ümit Özat’da biliyor, yeni seçilen yönetimde. Ama ne hikmet ise herkes kör ve sağırı oynuyor. Transfer yapılınca evet ligde kalınacağın kesin garantisi yok. Yapılacak transferler ile kalma umutlarını sadece yükseltecekti. Ama transfer yapılmayarak resmen mucize bekleniyor.
Bu kadro yapısının beklenen,istenen mucizeyi ,refleksi göstereceğini ben pek sanmıyorum ama umarım yanılan ben olurum.Önümüzdeki haftalarda oynanacak olan Kayseri, Galatasaray ve ertelenen Beşiktaş maçının ardından Ankara’da oynanacak olan Osmanlı maçları Mersin İdman Yurdu’nun kaderini belirleyecek. Yani Şubat ayı kulübün kader ayı olacak. Ya tamam ya devam ayı olacak.