Manisa karşılaşmasının özellikle ilk yarısı futbol kaliitesinin ülkemizde ne boyutlara geldiğinin fragmanı niteliğindeydi. Keşke her maça 3-5 dakika uzatma ekleyen hakemin zevksiz maçları erken bitirme yetkisi olsa diye düşündüm açıkçası. Kırmızı lacivertliler hiçbir atağa organize çıkamadı. Ligde galibiyeti olmayan Manisa bile daha akılcı paslar ile hücum bölgesine topu taşımaya çalıştı.
Mitroviç’in bize emin olun Allah’ın bir lütfu. Nurullah’ın kanadı koridor oldu maç boyunca. Abdulkadir hücumda saman alevi, savunmada ise el bombası. Güven top kontrolu yapamayacak duruma gelmiş. Sinan uzatmalı aşık gibi , adım atacak hali yok. Tolga boyundan büyük işler yapmaya erken başladı. Hakan’ın maçları tamamlaması hakemin inisiyatifine kalmış. Pedriel hala ülkesinden dönmemiş gibi. Tita yalnızları oynuyor.
Genel hatlarıyla tadı tuzu kaçmış bir takım var elimizde. Galip gelebileceği en müsait maç olmasına rağmen ortaya konan oyun düşündürücü. Oyunun hiçbir bölümünde inisiyatifi eline alan oyuncu yok. Bir çoğu kaçak güreşiyor. Yusuf Şimşek oyunu önde kurmak isteyen ve rakibine alan daraltarak oyununu bozmak isteyen bir hoca. Ama elindeki malzeme ile şu an bunu gerçekleştiremez.
Bana durumu özetleyin derseniz…
Takımın vazgeçilmez oyuncusu kim diye sorsanız, bir çoğumuz “ tabiki Mitroviç “diyecek. Ne varki bu takım ligin en fazla gol yiyen takımı… Geldiğimiz nokta bu.. Varın siz çözümleyin..
Gelelim saha dışına..
İşin yönetsel kısmı ile ilgili yanlışları dilimiz döndüğünce söyledik ve söylemeye devam ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde MIP’ten gelen 1 milyon TL’nin kamuoyuna Başkan Ali Tekin’in hesabından aktarıldığı şeklinde bilgi verilmesine verdiğimiz reaksiyon çok konuşuldu .Sanki garip bir şey yapıyormuşuz gibi. Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmışcasına “Neymiş efendim kimin verdiğinin ne önemi var” dedi Başkan. Biz paranın nereden geldiğini sorgulamadık aslında, neden bu konuda kamuoyuna yanlış bilgi verildiğini sorguladık. Normal şatlar altında yapılması gereken şey çok basitti halbuki .. “MİP’e ya da Hamdi Akın’a kulübümüzün yaşadığı bu süreçte kulübümüze olan katkılarında dolayı teşekkür ederiz” demek ve bunu resmi sitede yayınlamak bu işin doğal bir sonucu olmalıydı. Ama ne hikmetse bazı yöneticilerimiz bunu tercih etmek yerine, Başkan Ali Tekin için “PARASI OLAN BAŞKAN” algısını yaratmayı tercih etti. Öte yandan Belediye’den 250 Bin, kulüpler birliğinden de kulübe 1 milyon TL’nin geldiği de söylendi kulübe. Yani toplam 2 milyon 250 bin TL.. Bunlar sevindirici haberler elbette... Sevincimizi kursağımızda bırakan ve bizde soru işareti yaratan şeyler bu para trafiğindeki karmaşık ve ketum davranışlar.
Başkan Ali Tekin geçtiğimiz günlerde katıldığı bir TV programında aynen şunları söylemişti.
“Artık makbuz devri sona erdi. Açacağımız hesaba para yatıracaksınız. O yatırdığınız paranın nereye harcandığı bile size mesaj olarak gelecek. Bu kulüp o kadar şeffaf olacak “
Şimdi soruyorum;
Hamdi Akın’ın kulübe verdiği parayı ,Başkanın hesabından aktarmış gibi kamuoyuna açıklayan bir yönetim ne kadar şeffaf olabilir sizce ?