Nicedir bu ülkede devletin, belediyelerin, mülki amirliklerin ihmalleri sonucu ölenler, öldüğüyle kalıyor. Medya ve kamuoyu baskısı nedeniyle açılan bir takım göstermelik davalar da havanda su dövmekten ileri gitmiyor. Suçlanananların, sırtlarını dayadıkları muktedirlerin koruma kalkanıyla korunduğu durumlarda ise ölenler kusurlu bulunuyor. Hatta geride kalan acılı aileleri hakkında zarar-ziyan davası bile açılabiliyor. Ne diyelim, ‘gücün hukuku’ dedikleri bu olsa gerek!
Bunun son örneğini, sporda yaşanan bir trajedide yaşıyoruz. 12 Ocak 2012 tarihinde Alp Disiplini 1. Etap Yarışı için gittiği Erzurum’da, antrenman sırasında düşerek hayatını kaybeden milli kayakçı Aslı Nemutlu için hazırlanan son bilirkişi raporunda Aslı suçlu bulunmuş! Anne Ayşe Nemutlu, yeni bilirkişi Yrd.Doç.Dr. Orcan Mızrak’ın hazırladığı raporda, “Ölüm sebebi olarak kar perdeleri değil Aslı’nın düşmesi gösteriliyor. O kadar komik ki...” diyerek feryat ediyor.
Anne Nemutlu’nun feryadı
Konuyu savcılarla görüştüğünü ve endişelerini dile getirdiğini kaydeden anne Nemutlu, “Raporda kızım düşmeyi bilmediği için, antrenörleri de hazır olmayan pistte antrenman yaptırdıkları için suçlanıyor. Rapor, Kayak Federasyonu’nun savunmasının sanki kopyası gibi. Savcılardan bu rapora itibar etmemelerini istedik” diye konuşuyor. Annenin ajanslara düşen feryadı üzerine konunun taraflarından biri olan ilk bilirkişi Yrd. Doç. Dr. Fatih Kıyıcı’yı aradım. Fatih Bey, ikinci raporu duyduğunda oldukça şaşırdığını belirterek, hazırladığı raporun arkasında olduğunu söylüyor. Sporcunun kontrollü düşmeyi bilmediği için kazanın olduğu şeklinde bir rapor hazırlandığını duyduğunu kaydeden Kıyıcı şöyle konuşuyor: “Böyle bir şey olabilir mi? Profesyonel kayakta kontrollü düşme diye bir şey yoktur. Ben bu işin bilimini yapıyorum. Kaza, anlık, saliselik bir olaydır. Sporcunun o anda nasıl düşeceğini ayarlayabilmesi mümkün olabilir mi? Böyle bir durum ancak tatil merkezlerinde amatör kayakçılara öğretilebilir! Ben savcılığa verdiğim raporda tesisin hiçbir kurum tarafından sahiplenilmediğini, tesiste ambulans ve gerekli sağlık ekiplerinin bulunmadığını, pistin nizami ölçülerde olmadığını, kar perdelerinin süngerle kaplı olmadığını, ağ bulunmadığını belirtmiştim. Bu olayda eksiklikler ve ihmaller vardı. Bunları belirtmek benim vicdani sorumluluğumdur.”
Kıyıcı: Raporumun arkasındayım
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın atadığı iki müfettişin de kendisiyle paralel bir rapor hazırladığının altını çizen Kıyıcı, son olarak şu çarpıcı bilgiyi veriyor: “Ben raporu hazırladıktan sonra görevli olduğum Kayak Federasyonu’ndan ve kayakla ilgili tüm aktivitelerden men edildim. Şu ana kadar 9 köyün 5’inden kovuldum. Bu açıklamamdan sonra başka köylerden de kovulabilirim!”
Kıyıcı’nın açıklamaları böyle. İkinci raporu hazırlayan Yrd.Doç.Dr. Orcan Mızrak’ı da aradım ancak yurt dışında tatilde olduğu için ulaşamadım. Telefonuma cevap vermedi, geri de dönmedi. Bu arada Orcan Mızrak’ın, aforoz edilen Fatih Kıyıcı’nın aksine Kayak Federasyonu’ndaki tüm görevlerine devam ettiğini de ekleyelim!
Eh, bu durumda daha fazla söze gerek yok sanırım. Artık ne desek boş.
İl müdürüne göre ihmal yok
Erzurum İl Spor Müdürü Fatih Çintımar ikinci bilirkişi raporuyla ilgili pek fazla yorum yapmak istemediğini söylemesine karşın şu çarpıcı sözleri sarfetmekten geri kalmadı: “Kayakta bu tür kazalar olabilir. Bunda suçlu aranmaması lazım. Bence ihmal yok. Örneğin; yüzmede bir yüzücü boğulursa görevliler suçlanabilir mi!”
Olay nasıl olmuştu?
Erzurum’un Konaklı Kayak Merkezinde 13-15 Ocak günleri yapılacak olan Alp Disiplini 1’nci Etap Yarışması’na katılmak için İstanbul’dan gelen milli kayakçı Aslı Nemutlu, 12 Ocak 2012 günü Bayanlar Süper G pistinde antrenman yaparken kayağının ayağından çıkması sonucu düşerek pistin kenarındaki tahta perdelere çarpmış ve hayatını kaybetmişti. 17 yaşındaki kayakçının, genel beden travmasına bağlı beyin kanaması, boyun ve omurga kemiği kırıkları, kaburga kemiklerinin batması nedeniyle oluşan akciğer yaralanması sonucu öldüğü rapor edilmişti. Genç kızın talihsiz ölümü medya ve kamuoyunda büyük yankı uyandırınca savcılık soruşturma açmış ve bilirkişi olarak Yrd.Doç.Dr. Fatih Kıyıcı atanmıştı.
Valilik genelgesine de uyulmamış
Aslı’nın ölümünden bir ay önce Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk’ün ‘Kayak merkezlerinde alınacak genel tedbirler’ başlığı altında bir genelge yayınladığı, ancak buna uyulmadığı ortaya çıkmıştı. Valilik emrinde, tam donanımlı ve personelli ambulans, yaralanma durumunda ise sedyeli kar motoru bulundurulması istenmiş, ayrıca yarışların il kriz merkezi, jandarma, emniyet ve il sağlık müdürlüklerine bildirilmesi gerektiği belirtilmişti. Ne var ki genelgeye uyulmamış, hatta federasyon üç adet kar motoru ayarladığı halde bu araçların kullanılmadığı belirlenmişti.
İlk bilirkişi raporu
Bilirkişi Yrd. Doç. Dr. Fatih Kıyıcı, 23 Ocak günü savcılığa verdiği raporda şu tespitlerde bulunmuştu:
Sosyal tesislerin sorumluluğunun Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nde, mekanik tesisler, kayak pistlerinin hazırlanması ve güvenlik sorumluluğunun Türkiye Kayak Federasyonu (TKF) tarafından hizmet alımı yapılan Anadolu Kayak İşletmeleri ve Turizm Ticaret Ltd.de...
Sporcunun kayağının çıkması bu kötü son için başlangıç olmuştur. Pistin genişliğinin 24.5 metre olmasından dolayı hızını alamaması ya da pistte düşmesi gerçekleşmemiş direkt kar perdelerine çarpmıştır.
Kar perdesinin üzerinde veya önünde herhangi bir önlem, çarpma anında ölse de kazazedeye ilk müdahale ve ambulansa götürülmesi için gerekli ekiplerin olmaması, ambulansın 20-25 dakikada Erzurum’dan gelmesi, normal bir kaza sonrasında bile kişinin sağlık sorununu ciddi şekilde etkileyecek ihmal ve eksikliktir. Kar perdeleri bu şekilde kullanılamaz.
Pistin kayarken sol kenarlarına ‘A-net’ denilen güvenlik ağlarının uygulanması ve sağlık ekiplerinin eksiksiz çalışmasını önermem akademik ve vicdani sorumluluğumdur. Suni kar yağdırılarak kullanılan pistin boyu Jandarma olay yeri inceleme kayıtlarında 25.5 metre olarak gözüküyor. Oysa FIS’e göre pistin ortalama 30 metre genişliğinde olması gerek.
Dünyada birçok kayak merkezinde bulunan rüzgara karşı pisti koruyan ve kar tutmaya yarayan tahta kar perdelerinin karlama makinelerinde olduğu gibi koruyucu süngerle kaplanmamış olması eksikliktir. Süngerle kaplanma ve ağ germe işi bundan sonraki kazaların şiddetinin hafifletilmesi için mutlaka yapılmalıdır.